Birileri Maier Link'i korumam için bana 100 milyon dolar ödedi. | Open Subtitles | شخص ما دَفعَ لي مائة مليون دولار لحِماية ماير لنك |
Planıma hiç düşünmeden dahil oldu ve bedelini ödedi. | Open Subtitles | لم يتردد حتى في المشاركة في عملي المثيرِ الصَغيرِ وقد دَفعَ كثيراً |
Tony'yi öldürtmek için para ödedi de ne demek? | Open Subtitles | الذي تَعْني بأنّه دَفعَ أَنْ يَكُونَ عِنْدَهُ توني قَتلَ؟ |
Evet ama, sadece kendi sorunun için ödeme yapsaydın başkalarınınkini ödemeseydin. | Open Subtitles | الحقّ، لكن إذا أنت فقط دَفعَ لمشكلتِكَ، ولا يَدْفعُ عن كُلّ شخص آخرِ المشكلة، فقط يَعتني بنفسك؟ |
Muhasebecin çatal bıçak takımına herhalde iki kez ödeme yapmış. | Open Subtitles | أعتقد محاسبكَ دَفعَ ثمن flatware مرّتين. |
Kıza onunla çıkmak için para ödemiş. | Open Subtitles | دَفعَ تلك البنتِ لِكي تَكُونَ صديقَه. |
Öyleyse evdekilerden biri fidyeyi ödemiş. | Open Subtitles | اذا شخص ما في ذلك البيتِ دَفعَ فدية. |
Hayır, vasiyet ile çocukların çoğu şeyden daha basit olduğunu göz önüne alırsak, ...adil olan ne ise onu ödedi. | Open Subtitles | بالنسبه إلى هذا النوع من الاعمال؟ لا، دَفعَ ثمنا عادلا كون الوصايه وقضية الاموال |
Sadece bu değil, her şeyi kendisi ödedi. | Open Subtitles | لَيسَ فقط ذلك، لقد دَفعَ كل شي بأكملهِ. |
2006 yılının Haziran ayında sigortalı olan kiralık arabaya sigorta ödedi. | Open Subtitles | يونيو/حزيران ' 06، دَفعَ ثمن تأمين على سيارةِ الأجرةِ عندما بطاقة إئتمان غَطّى على أية حال. |
- Ne, harcını o mu ödedi? | Open Subtitles | الذي، دَفعَ تعليمَكَ؟ |
- Yaptığın işin özü ve kimin ödeme yaptığı gibi? | Open Subtitles | - الذيطبيعة العمل كَانَ والذي دَفعَ ثمنه. |
Ziva, bu hesaptan tetikçiye ödeme yapılmış. | Open Subtitles | McGEE: Ziva، هو الحسابُ الذي دَفعَ رجلَ الضربةَ. |
Her şeyi ödemiş. | Open Subtitles | لقد دَفعَ ثمن كُلّ شيءَ |