Şimdi, aradığım adam eski bir mahkum ve bir çıngıraklı yılan kadar acımasız. | Open Subtitles | الرجل الذي أبحث عنهُ هو سجين سابق عُدواني كالحية ذات الأجراس |
Senin bu çıngıraklı yılan fobini Freud nasıl yorumlardı biliyor musun, anne? | Open Subtitles | أتعرفين يا أمى كيف فسر سيجموند فرويد إستحواذ هاجس الثعابين ذات الأجراس على كل تفكيرك؟ |
Sana bunun bir çıngıraklı yılanın zehri oluğunu söyleyeceğim şimdi anlıyor musun? | Open Subtitles | إنه سم الكوبرا الحية ذات الأجراس هل فهمت الآن ؟ |
Çünkü çıngıraklı yılanlarla anlaşma yapamazsın da ondan. | Open Subtitles | لأن المرء لا يستطيع أن يعقد اتفاقاً مع الأفعى ذات الأجراس |
Daha önce bir çıngıraklı yılanın bir futbol topunu yutuşunu görmüş müydün? | Open Subtitles | هل رأيت ذات الأجراس وهى مبتلعة كرة؟ |
Etraftaki çıngıraklı yılanlar yüzündendir. | Open Subtitles | ربما توجد بعض الثعابين ذات الأجراس |
Dikkat edin. Bu bir çıngıraklı yılan. | Open Subtitles | -إحترسوا هذه هي الأفعة ذات الأجراس |