Çok güçlü bir cadı, bana bakan herkesin başka birini gördüğünü sanması için bir büyü yaptı. | Open Subtitles | ساحرة ذات قوة كبيرة القت تعويذه علي جعلت كل شخص ينظر الي يعتقد اني شخص اخر. |
- Ona güvenemeyiz. O bir cadı. - Çok güçlü bir cadı. | Open Subtitles | .لا نستطيع ان نأتمنها, انها مشعوزة .مشعوزه ذات قوة جباره |
Ama güçlü bir kadında, insanlar başarınıza bakar ve sizi etiketler. | Open Subtitles | لكن بالنسبة لإمراة ذات قوة الناس ينظرون لنجاحها و يصنفونها |
Yahudilerin tapınaklarında yaptıklarının yerini tutan çok daha güçlü bir fedakarlık. | Open Subtitles | تضحية تُبدِّل تلك التي يقوم بها اليهود في معبدهم .و هي ذات قوة أكبر |
Çok yüksek bir frekansta güçlü bir ses dalgası yayarak düşüşünü hafifletmiş ve çimentoyu un ufak etmiş. | Open Subtitles | لقد أصدرت موجة صوتية عالية التردد ذات قوة كافية ما خفف من سقوطها وسحق الأسمنت |
- Eskiden çok güçlü bir avukatmış. | Open Subtitles | لقد إعتادت على كونها محامية ذات قوة كبيرة |
Çok güçlü bir şirket adına. | Open Subtitles | في شركة ذات قوة هائلة. |