"ذات مرة في" - Translation from Arabic to Turkish

• Bir keresinde
• Bir zamanlar bir
• Bir kere

Beni bir görüşte seveceksin, Bir keresinde bir düşte Sevdiğin
سوف تحبني في لحظتها كما فعلت ذات مرة في الحلم

Bir keresinde banyoda... saçlarını yıkarken... arkasında bir şeylerin olduğunu hissetmiş.
لقد قال لي ذات مرة في الحمّام عندما كان يغسّل شعره

Eğer bilmek istiyorsan, Bir keresinde genç bir takı tasarımcısıyla gönül işine girmiştim.
لقد كنت ذات مرة في خضم علاقة حب عذرية مع مصمم مجوهرات شاب

Fiziksel olarak geriye kalan, bu çürümüs bu birkaç raf, belki de Bir zamanlar bir depo olarak kullanilmistir.
هذهالرفوفالقليلةالمتهرأة... من المجح انها كانت ذات مرة في قبو... غرفة تخزين...

Bir zamanlar bir ninnide
ذات مرة في التهويدة

Hatırlıyorum da Bir kere Taliban bir liderin bir türlü konuşmayan Afgan bir kardeşi vardı.
أوه، أتذكرّ ذات مرة في أفغانستان أحد قادة طالبان، أبى أن يتحدّث

Bir keresinde, hastahane koridorunda durup annesiyle vedalaştıydı.
عندما وقفت ذات مرة في ممر المستشفى ولوحت مودعة أمها.

Biliyor musun, Bir keresinde seni tiyatronun lobisinde gözetlemiştim.
هل علمت أني ذهبت أتجسس عليك ذات مرة في بهو المسرح؟

Bir keresinde kısa kuyruğa girmiştim. Tarım araçları kuyruğuydu.
لقد وقفت ذات مرة في الطابور القصير كان لمركبات المزرعة

Evet, Bir keresinde bu nehirde taş kaydırdığımda sanki binlerce defa sekmişti.
أجل, لقد جعت حجراً يوثب ذات مرة في هذه البحيرة لقد وثب, مثل, ألف مرة

Bir keresinde Boston'da ayrılmışlardı.
أعلم ذلك، لأنّهم قد انفصلوا ذات مرة في بوسطن

Bir keresinde, bir kayıt sırasında yerli flütü çalmıştım.
‫استخدمت آلات فلوت قبليّة ‫ذات مرة في جلسة تسجيل

Şimdi, şunu itiraf etmeliyim, eskiden kendimi bir feminist olarak görüyordum ve Bir keresinde porno karşıtı bir eylemde bile bulundum.
الان , يجب التوضيح بأنني دائما اعتبر نفسي مخنثا ودخلت ذات مرة في مسابقة اباحية

Bir keresinde okulun kabadayıları öğle yemeğimi kafamda donumla yedirtmişlerdi bana.
كان هناك ذات مرة في المدرسة بعض الحمقى أجبروني على تناول الغداء وأنا أضع سروالي الداخلي فوق رأسي

Hele Bir keresinde patronumun kahvesine işemiştim. Bana bu zırvaları anlatmana gerek yok.
ـ حتىّ أنني تبولت ذات مرة في قهوة رئيسي ـ لست بحاجة لتخبرني عن هذه الأشياء اللعينة

Bu Bir keresinde Key West'te bir barda yaptığım gerçek bir işti.
ذلك العمل الحقيقي الذي كان لديّ ذات مرة في الحانة في كي ويست

Bir keresinde hayvan mezarında yapmıştım.
لا , لكن فعلتها ذات مرة في مقبرة للحيوانات الأليفة

Bir zamanlar bir meyve kokteylim vardı. Atlantic City'de.
تناولت سلطة فواكه ذات مرة في (أطلانتيك سيتي).

Onunla polis akademisindeyken Bir kere konuşmuştum.
تحدثت إليها ذات مرة في أكاديمية الشرطة