"ذا معنى" - Translation from Arabic to Turkish

    • anlamlı
        
    • anlamı olan
        
    • bir anlamı
        
    Çünkü ben ve arkadaşım dışında kimse bunun önemli ya da anlamlı olduğu düşünmüyordu. TED لأنه لم يكن هنالك شخص يؤمن ان هذا مهم أو أنه ذا معنى في ما عداي و شخص آخر.
    Biliyoruz ki, anlamlı çalışma için, insanlar olarak uygun hale getirilmişiz. TED نعلم بأننا مستغلين، كبشر، لنعمل عمل شاق ذا معنى.
    Bugün saymaya başlayabileceğiniz şey: hayatınızda gerçekten anlamlı olan ne ise odur, bu ister çalışma hayatınız olsun, ister iş hayatınız olsun. TED ما الشيئ الذي ستحتسبه اليوم وسيكون ذا معنى في حياتك سواء بحياتك العملية او اعمالك
    Onlar için özel bir anlamı olan başka neresi olabilir? Open Subtitles فماذا عدا ذلك سيكون مكاناً ذا معنى بالنسبة لها؟
    Ama bunu anlamı olan bir şey için yap. Open Subtitles ولكن يجب أن يكون هذا الشئ ذا معنى
    İlişkimizde anlamlı bir iletişim kurabilmiş miydik? Open Subtitles هل اجرينا تواصلا بطريقه ذا معنى فى علاقتنا ؟
    anlamlı ve içten gelen sözler bulduğunuz zaman... Open Subtitles عندما تخترع شيئا ذا معنى و صادر من القلب
    Bence bu, anlamlı bir şey yapmak, insanları tek çatı altında toplamak adına, ...kullanılabilecek bir fırsat. Open Subtitles بالنسبة لي، إنّها مجرّد فرصة لنفعل شيئاً ذا معنى ونجمع ما بين الناس
    Herşey anlamlı olacak..herşey anlamlı olmaya başlayacak Open Subtitles وكل شئ سيصبح له معنى أجل , كل شئ كل شئ سيصبح ذا معنى
    Belki de ona problemlerini, sana anlamlı bir şeyler söyler umuduyla anlatıyordun. Open Subtitles ربما كنتَ تخبره عن مشاكلك لأنك كنتَ تتمنى أنه سيقول شيئاً ذا معنى لك
    Ama şimdi biliyorum ki bu amaçların gerçekleşmesi ancak biriyle paylaşıldığı zaman anlamlı. Open Subtitles لكن أدركت الآن, أن السعادة بتحقيق الأهداف تصبح ذا معنى فقط إذا تقاسمتها مع شخص آخر
    anlamlı bir barışın yapılabilmesi için önce adalet yerini bulmalı. Open Subtitles قبل أن يكون ثمة سلامٍ ذا معنى لا بد أن تتحقق العدالة
    Fakat ben gerginim, çünkü senin kardeşinin kız arkadaşı ve babam arasında anlamlı bir fark göremiyorum. Open Subtitles ولكن أنا قلقة لأنني لا أستطيع أن أرى أيّ فرق ذا معنى بين أبي وخليلة أخيك
    Çok anlamlı bir şey yaşıyor değiller o zaman. Open Subtitles مهلاً ، إنهم لا يحققون شيئاً ذا معنى بحياتهم
    anlamlı bir şey yapmak. Önemsediğin insanların yanında olmak ve saygı duyulmak. Open Subtitles ، وأقوم بأمرً ذا معنى . وأحاط بأُناسٍ أهتم لأمرهم وأحترمهم
    Jason'ın tek istediği hayatıyla anlamlı bir şeyler yapmaktı ama o artık bir ölü. Open Subtitles كل ما اراد جاسون فعله هو عمل شئ ذا معنى فى حياته، والان هو ميت
    Ama bunu anlamı olan bir şey için yap. Open Subtitles ولكن يجب أن يكون هذا الشئ ذا معنى
    Axl, sen sadece 17 yaşındasın. Kimse Dünyayı sarsacak bir hikaye beklemiyor. Sadece senin için anlamı olan birşeyleri düşün ve bunun hakkında yaz. Open Subtitles اكسل) انت تبلغ ال17) لا احد يتوقع قصة قوية تبعثر الارض فكر بشيء ذا معنى لك واكتب عنه اتعرف مالحدث الذي سيغير حياتك؟
    Eğer ben Vermont'ta alelade bir emekli futbolcu olmadıysam, o zaman bütün bunların bir anlamı olmalı. Open Subtitles أن لم اتمكن ان اكون ابا فاشلا في فيرمونت فانا احتاج لهذا كله ان يكون ذا معنى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more