Partnerinin onu bağladığını söyledi, kolları başının üstünde ayakta ve bir barın üzerinde bacaklarını açmış klitorisine baskı gelecek şekilde duruyordu. | TED | أخبرتني بأن شريكها قيّد ذراعيها فوق رأسها كهذا، كانت واقفةً ثم عدّل من وضعها حتى تعتلي قضيبًا يضغطُ على بظرها هكذا. |
Aynı zamanda kolları da dengesini korumak için açılır. | TED | بنفس الوقت، تمدد ذراعيها برشاقة لمساعدتها في الحفاظ على توازنها |
Cansız bir kadın kollarında bir deri bir kemik kalmış çocuğuyla yerde yatıyordu. Ve sadece aciz bir şekilde annesinin yüzüne bakıyordu | TED | رأيت إمرأة لا حياة فيها، مستلقية على الأرض وطفل هزيل بين ذراعيها يحدق بعجز إلى وجه أمه |
Annemin kollarında hâlâ o iğne izleri duruyor. | TED | لا تزال وخزات الإبر موجودة في ذراعيها إلى اليوم لتشهد على ذلك |
Ama eşikte durup veda ettiğimde annem Kollarını bana sardı. | Open Subtitles | لكن عندما وقفت عند الرواق لتوديعهم احتوتني أمي بين ذراعيها |
Bileklerine ve kollarına gömülmüş bükük teller bulduk. | Open Subtitles | وجدنا آثار خيوط على رسغيها وأعلى ذراعيها |
- Peki kolunu omzunuza attığında lezbiyen olduğunu biliyor muydunuz? | Open Subtitles | هل صحيح أنه عندما وضعت ذراعيها حولك علمت أنها سحاقية ؟ |
"Bilmiyorum hangi güçle aldım kendimi gözlerinden, koptum kollarından..." | Open Subtitles | أن لا أعرف كيف أستطعت أن أحرر نفسي منها أن أبتعد عن ذراعيها |
kolları sanki bir kuşun kanatlarıymış gibi iki yanında salınır. | Open Subtitles | ذراعيها سَتَكُون هنا مثل الأجنحة الأنيقة للطير |
kolları boydan boya dövmeli ve her yeri-- Bak sen... | Open Subtitles | بكل هذه .... الأوشام في كل ذراعيها أعلى وأسفل و |
Temizlik yaparken sürekli eğildiği için eve geldiğinde sırtı, beli kolları, bacakları ağrıyor. | Open Subtitles | وتنال اجر يبقيها مستورة لذا وقتما تأتى الى البيت تخبرنى بان وركيها يؤلماها للغاية وان ساقيها و ذراعيها متقرحتان |
Kadın kollarında bir bebek taşıyor ve sanki yeni doğmuş ve ilk kez dışarı çıkmış bir bebekmiş gibi davranıyordu! | Open Subtitles | تحمل رضيعاً في ذراعيها و تتمتم له كما لو كان حديث ولادة خرج لتوه لتنفس الهواء |
kollarında ve bacaklarında hayvan ısırıkları var gibi. | Open Subtitles | تُشاهدُ مثل العضاتِ الحيوانيةِ على ذراعيها والسيقانِ. |
Ömrüm boyunca bana, hayatını mahvettiğimi söyledi ve ben şimdi korunmasız kaldığım ve kollarında ağladığım için fikrini değiştiriyor. | Open Subtitles | أمضت حياتها كلها بإخباري أنني خرّبتُ حياتها والآن تغيّر رأيها عندما كنتُ ضعيفة عندما بكيتُ بين ذراعيها |
Arkada duran da Kollarını ona sarmış, onu teselli ediyor. | TED | والثانية في الخلف تلف ذراعيها حولها وتواسيها. |
Ona ileri doğru koşması gerektiğini veya Kollarını kullanamayacağını söylemediler. | TED | لم يخبروها أنه كان عليها أن تتجه نحو الأمام أو أنها لا تستطيع استخدام ذراعيها. |
Istakozun akrabaları, kavrayıcı Kollarını kullanarak diğer hayvanları yedi. | TED | أكل أقرباء الكركند الحيوانات الأخرى، تلتقطهم باستخدام ذراعيها. |
Ben hastaneyi ararken Clara onu kollarına alıp... emzirmeye çalıştı. | Open Subtitles | كلارا" حضنتها بين ذراعيها محاولة إرضاعها بينما كنت أتصل بالمستشفى |
Sen onun kollarına bir tas kızgın yağı dökerken o itiraf ediyordu. | Open Subtitles | لقد اعترفت عندما صببت على ذراعيها الزيت المغليّ |
Biraz daha fazlasını yaptınız. İki kolunu birden kırdınız. | Open Subtitles | أنتم فعلتم أكثر من ذلك بقليل أنتم كسرتم كللا ذراعيها |
Kocaman hoş bir kız, bu yüzden çok güçlü olmadığı sürece kızı kollarından yakaladığını tahmin ediyorum ve... | Open Subtitles | إنها فتاة لطيفة كبيرة الحجم إلاّ إن كان قوياً جداً فاظنه قام بإمساكها من ذراعيها |
kollarının heryerinde iğne izi var. | Open Subtitles | هناك علامات إبرة في جميع أنحاء ذراعيها |
Sana El Salvador'a iyi yolculuklar dilerim, ve karına bebeğini neden kucağına alamadığını açıklarken sana iyi eğlenceler dilerim. | Open Subtitles | استمتع برحلة عودتك إلى بلدك و استمتع بالشرح لزوجتك لماذا ليس طفلها موجود بين ذراعيها |
Bir yıl sonra kucağında feryat figan bir bebekle kapıma geldi. | Open Subtitles | بعد عام، جاءت إلى بوابتي ومعها طفل يصرخ بين ذراعيها |
Kollarındaki ve ayaklarındaki izler nedir? | Open Subtitles | الذي أولئك التمزيق على ذراعيها والأقدام؟ |