"ذكروا" - Translation from Arabic to Turkish

    • söylediler
        
    • bahsettiler
        
    • rapor
        
    • bahsetti
        
    • bahsediyorlar
        
    • söz ettiler
        
    • bahsetmişlerdi
        
    Bir adamı aradıklarını söylemişlerdi. Dün gece de yerini bulduklarını söylediler. Open Subtitles ذكروا أنّهم يبحثون عن رجل، وقالوا ليلة أمس أنّهم تبيّنوا مكانه.
    Bir adamı aradıklarını söylemişlerdi. Dün gece de yerini bulduklarını söylediler. Open Subtitles ذكروا أنّهم يبحثون عن رجل وقالوا ليلة أمس أنّهم تبيّنوا مكانه
    Galiba senden de bahsettiler. 'Hareket memuru teröristlerle konuşur.' dediler. Open Subtitles لقد ذكروا اسمك، قالوا أن موجّه قطارات يتحدث مع الإرهابيين
    Senin tarihteki yerin ile ilgili bir şeyden bahsettiler mi? Open Subtitles حسناً، هل حدث أن ذكروا شيئاً عن مكانتك في التاريخ؟
    Şimdiye kadar sadece bir kaç yüz aile bu gibi durumda rapor edilmiş. Open Subtitles فقط عدة مئات من العائلات ذكروا في الكتب.
    Şeytanların Konuşma, onlar size Köle Kral bahsetti mi? Open Subtitles بالتحدث عن المشعوذين هل ذكروا ملك العبيد لك ؟
    Orada arıları saldırmaya eğitmekten bahsediyorlar mıydı? Open Subtitles أذن، هل ذكروا أية شيء حول تدريب البشر للنحل ليُهاجموا البشر؟
    O mektuplarda Büyük Lider'den çok az söz ettiler. TED في هذه الرسائل قلما ذكروا قائدهم العظيم.
    kendi durumlarının farkına vardıklari tarihi söylediler. Benim için saat sabah 9 TED ذكروا التاريخ الذى علموا فيه بحالتهم الصحية . بالنسبة لى كان هذا الأمر نحو الساعة التاسعة صباحاً
    Tanıştığım çocuklar, buradaki eski madende göçük altında kalmış çocukların hayaletlerinin olduğunu söylediler. Open Subtitles الأشخاص الذين قابلتهم ذكروا أنهم أشباح الأطفال الذين دُفِنَوا في منجم قديم بالأعلى هنا
    Sonra bu insanlar çıkıp sana tamamen farklı bir şey söylediler. Open Subtitles و بعد ذلك ظهروا هؤلاء الأشخاص و ذكروا لك أشياء مختلفة تماماً
    Televizyonda kolej futbolu oynadığını söylediler? Open Subtitles على التلفاز, ذكروا بأنك كنت لاعب كرة في الجامعة؟
    Polisler gelmişti; birinin duvarı yıktığını söylediler. Open Subtitles الشرطة كانت هناك ، لقد ذكروا بأن شخصا ما إخترق الجدار.
    İki kalp atışından bahsettiler, ama benimki ve bebeğinki sandım. Open Subtitles ولكن ، ذكروا شيء بخصوص وجود قلبان يخفقان ولكني أعتقدت أنه قلبي وقلب الجنين
    - Sanmıyorum. İki kalp atışından bahsettiler, ama benimki ve bebeğinki sandım. Open Subtitles مع أنهم ذكروا شيئاً عن ضربات قلبين مختلفين فظننت أنها ضربات قلبي و قلب الطفل
    Size bunu yapanlar, bundan sonra nereye gideceklerinden bahsetti mi? Bilemiyorum... Buradan sonra nereye gideceklerinden bahsettiler mi? Open Subtitles الذين فعلوا بك هذا, هل ذكروا أي شيء بخصوص أين سيذهبون تاليا؟
    Çalışanlar karınızı gözü morarmış olarak gördüklerinden bahsettiler. Open Subtitles الموظفيين ذكروا بإنهم شاهدو زوجتك بـ هالات سوداء تحت العين
    Bilirsin, test hakkında biraz bahsettiler. Open Subtitles أتعلم لقد ذكروا شيئا حول إختبار
    Doğaüstü faaliyetlerle ilgili bir rapor hazırlıyorlar. Open Subtitles لقد ذكروا أن ظاهرةً ما قد وقعت هنا
    Dört gün önce çalındığını rapor etmişler. Open Subtitles ذكروا بأنها سرقت قبل أربعة أيام.
    Konuştuklarım kardeşleri ve kız arkadaşları olmadığından bahsetti. Open Subtitles الذين تحدثت معهم ذكروا أنه ليس لديهم أخوات أو صديقات.
    Annemin üye olduğu hayır kurumundan da özellikle bahsediyorlar. Open Subtitles ذكروا بـ التحديد الجمعية الخيرية الخاصة بـ أمي
    Lockhart/Gardner'in avukatlarından birinden söz ettiler. Open Subtitles لقد ذكروا أحد محامي شركة " لوكهارت_BAR_ غاردنر "
    Yan etkileri olabileceğinden bahsetmişlerdi. Open Subtitles ذكروا أنه ربما سيكون هناك أعراض جانبية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more