Yani kız bir avukat, çok zeki olmalı Evet öyle | Open Subtitles | إنها محاميه ، إذاً لا بد من ان تكون ذكيه |
Işte, bunun gibi zeki fikirler ön plana çıkıyor ve pazarlamacılar olayı anlamaya başlıyorlar. Bu dört değerden ikincisi ise | TED | فان هناك أفكارا ذكيه حقا فمثلا هناك أنواع من التعاقدالذي بدأ المسوقين تفهمها أما القيمه الثانيه من القيم الاربعه |
Uzayda zeki canlılar olduğunu bilmek ne kadar heyecan verici. | Open Subtitles | هم يتحركون بشكل كبير للمعرفه لذا فهناك حيه ذكيه خارج الأرض |
Yani, bırakmış olabileceği her hangi bir dijital izden kurtulacak kadar akıllı olmalı. | Open Subtitles | اعتقد انها ذكيه بما الكفايه لتخلص من اي بيانات اذا تركتها سيتم تعقبها |
Biraz yapay zekâ ekleyebilirsin, şimdi akıllı bir pompanız var. | TED | يمكنك أن تضيف القليل من الذكاء الاصطناعي، وسوف ينتج لك مضخة ذكيه. |
- Gece herkes gemide kalsın. - akıllıca bir fikir. | Open Subtitles | كل شخص يبقى في الداخل في الليل تلك فكرة ذكيه |
Çok zekice, hoş, küçük bir alet, çok gerçekçi, ama tabii ki, içgüdüm bana dedi ki... | Open Subtitles | مسليجداً.. أداه صغيره ذكيه.. إنه حقيقي تماماً. |
Bunun için çok zekisin.Kendinden emin saçmalamayan bir kadınsın. | Open Subtitles | لا, أنت تعرفين نفسك.أنت ذكيه بالنسبه لذلك أنت واثقه, لست امرأه تافهه |
Sen güzel, zeki ve çekici... | Open Subtitles | أنتي تعلمين أنكي جميله و ذكيه و مرغوبه .. |
Güzel, zeki komik ve yemek pişirebiliyor. | Open Subtitles | إنها جميله , و ذكيه , و مرحه و هي تستطيع الطبخ |
Yeterince zeki değilsin tatlım. | Open Subtitles | أنتِ لستِ ذكيه بما فيه الكفاية , حبّوبه. |
- Yani siz bölüm 8 misiniz? - Size zeki olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | انتم كلكم القطاع الثامن لقد اخبرتكم انها ذكيه |
Sen zeki bir kızsın. Bunu hemen söyleyebilirim. | Open Subtitles | أنتِ فتاة ذكيه , يمكنني أن أرى هذا تماما |
zeki bir bayan olduğunuzun farkındayım. İş yapmak istiyorsunuz. Size pasaportunu vereceğim. | Open Subtitles | أعرف أنك امرأه ذكيه وعمليه , سأعطيك جوازها ويمكنك أن تفعلى بها ما تشائين.. |
akıllı biri bile olamadım ama yardıma ihtiyacım var ve huzura. | Open Subtitles | بل لم اكن ذكيه مطلقا ولكنى احتاج المساعدة والسلام |
Söylemek istediğim o değildi, akıllı. | Open Subtitles | يجب ان تحرفين هذا لم يكن ما اقصده يا ذكيه |
İnsanlar çok güzeldi. Öyle akıllı konuşuyor, öyle romantik şeyler yapıyorlardı ki. | Open Subtitles | لقد كانوا أشخاص في غاية الروعه، يتكلمون بطريقة ذكيه ويفعلون تلك الأشياء الرومانسية |
Adamım! Kız çok akıllı olduğunu sanıyor. Çünkü Stanford'a gidiyor. | Open Subtitles | انها تعتقد أنها ذكيه جداً لأنها تعمل فى ستانفورد |
Dava açma meraklısı toplumumuz ve avukatlar oldukça Anayasanın birinci maddesini kötüye kullanmak için giderek daha da akıllıca yollar bulacaklar. | Open Subtitles | مجتمعنا التنازعية وعالم حيث يجد المحامين طرق ذكيه يجعلهم يدورون حول التعديل الأول للدستور |
Lucy, halk yardımları ve bundan ...vergi indirimle ile bize çok para kazandırdı. zekice, hı? | Open Subtitles | لنساعد المجتمع وبالمقابل نحصل على ضرائب أقل.ذكيه |
Sen de herhangi bir üniversiteye girecek kadar zekisin. | Open Subtitles | ولكنكى ذكيه بما فيه الكفايه للذهاب الى الكليه |
Demek istediğini anlıyorum. Sen akıllısın. | Open Subtitles | ولكني فهمت ماذا تقصدين أنت ذكيه |
Anne, eğer o kadar zekiysen, babam ile tek seferde nasıl bitirdin? | Open Subtitles | امى ، اذا كنتِ ذكيه جداً كيف انتهت علاقتك مع ابى هكذا |
Sanırım başarılı bir kastrasyon (hadım etme) operasyonu yapabilecek kadar zekiyim. | Open Subtitles | اعتقد انى ذكيه بما يكفى لاداء عمليه خصى ناجحه |