"ذكيّاً" - Translation from Arabic to Turkish

    • zeki
        
    • akıllı
        
    • zekice
        
    • akıllıca
        
    • zekiceydi
        
    İçeride zeki bir adam daha isteyebilir, ve sen de onlar kadar zekisin. Open Subtitles يمكنه أن يستخدم رجلاً ذكيّاً آخر من الداخل وأنتَ ذكيّ كما هو واضح
    Öncelikle, çok zeki olmalı iyi eğitim almış hatta fazlasıyla iyi eğitim almış olmalı, tabi eğer böyle bir şey varsa. Open Subtitles حسناً، كبداية سيكون شخصاً ذكيّاً للغاية متعلِّمٌ جدّاً ربّما متعلّمٌ إلى حدٍّ كبير هذا إن وُجد أحدٌ هكذا
    Ama ünün gerçektende senden önce geliyor ve bende şimdiye dek uygun uyarıya karşılık vermeyen hiçbir zeki bir varlıkla karşılaşmadım. Open Subtitles لكن سمعتك تسبقك و لم أقابل بعد كائناً ذكيّاً لا يستجيب إلى الإجراءات الصحيحة
    akıllı birine benziyorsun, kızına düşkün baba. Hepimiz hata yaparız. Doğru mu? Open Subtitles تبدوا رجلاً ذكيّاً ، أيها الأب العطوف، جميعنا نقترف أخطاءً ، صحيح؟
    Baban onu öldürmeye çalışanlardan kaçacak kadar akıllı olmadığı için öldürülmüş. Open Subtitles قُتل والدكِ لأنّه لم يكن ذكيّاً كفاية ليتجنّب من أرادوا قتله
    Kasetlerinin onları çıldırtacağını düşündüm çünkü sen ve senin çalışman gibi zekice, kaliteli bir şeyi hiç görmüyorlar. Open Subtitles اعتقدت أنهم سينبهرون بأشرطتك لأنهم لم يروا شيئاً ذكيّاً.. و جيّداً..
    Yani çok akıllıca davrandın, canım. Open Subtitles لذا فقد كنتَ ذكيّاً للغاية يا عزيزي.
    Şöyle bir düşününce oldukça zeki bir iş, değil mi? Open Subtitles كان ذكيّاً للغاية عندما تُفكّرين في ذلك، أليس كذلك؟
    Ne yani, yeterince zeki olmadığımı mı düşünüyorsun? Open Subtitles لمَ؟ تعتقد أني لستُ ذكيّاً بما فيه الكفاية؟
    Çok zeki olurlar, dâhi gibi ama biraz farklıdırlar insanlarla nasıl konuşacağını bilemezler hani? Open Subtitles حسن يكون شخص ما ذكيّاً ، حد العبقرية ولكنهم مختلفون قليلاً مثل أنهم لا يعرفوا كيفية التحدث مع الناس ؟
    Boynundaki yağlarla kalem tutabiliyor, yani çok zeki. Open Subtitles يُبقي قلماً على رقبته البدينة، لذا يبدو ذكيّاً.
    Hayatımı tek başına mahvedebilecek kadar zeki biri değilsin. Open Subtitles لست ذكيّاً كفاية لتدمّر حياتي مِنْ تلقاء نفسك
    Çok zeki olsa da, sonunda Dave onu atlatır ve onu kapatmayı başarır. TED كانَ ذكيّاً فعلاً، ولكِنّ (ديف) كانَ أذكى مِنه وتمكّن من إيقافهِ عن العمل.
    Bakın. Sizler kadar zeki biri değilim. Open Subtitles لستُ ذكيّاً كحال كل الموجودين هنا ولكن
    zeki olmak, şaşı olmakla özdeşleşmişti. Open Subtitles كونك ذكيّاً يجعلك أشبه بـ أحول العينيين
    Ama Sanjana erkek arkadaşın, akıllı ve yakışıklı olması gerektiğini yoksa Raj'ın harekete geçmeyeceğini söyledi. Open Subtitles لكن سانجانا قالت بأن الصديق المزيّف يجب أن يكون ذكيّاً ووسيماً والا فإن راج لن يتأثّر
    Canavarmış gibi davranmak için akıllı veya güçlü olmaya gerek yok. Open Subtitles لست بحاجة لأن تكون ذكيّاً أو قويّاً حتى تتصرف كوحش
    Sandım ki... Nasıl bu kadar akıllı olup, aynı anda o kadar da budala olabiliyorsun? Open Subtitles كيف يُمكن أن تكون ذكيّاً جداً وجاهلاً في نفس الوقت؟
    Sen ve Bill gerçekten bu konuda aydınlatmaya neden oldunuz seks hakkında zekice tartışmalar başlattınız. Open Subtitles أنتِ وبيل قدّتما ثورة في هذا المجال حقاً ، بدأتما نقاشاً ذكيّاً حول الجنس.
    O sırada zekice gözükmüştü ancak görünen o ki, ölüm anlaşmanızı geçersiz kılmıyor. Open Subtitles وقد بدا ذلك ذكيّاً حينها لكنْ تبيّن أنّ الموت لا يلغي عقداً
    En azından akıllıca şeyler söyle. Open Subtitles حاول أن يكون ذلك ذكيّاً على الأقلّ
    Eğer yaptıysan, hakkını vermeliyim ki gerçekten zekiceydi. Open Subtitles إذا كنتَ قد فعلت فعليّ أن أعترف فقد كان الأمر ذكيّاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more