"ذلك أعرف" - Translation from Arabic to Turkish

    • biliyorum
        
    • Bunu
        
    Özetleyeceğim, biliyorum sıkıntıdan patlıyorsunuz ama önce size bir şey sormalıyım. Open Subtitles سأنهى ذلك أعرف أنكم تعبتوا و لكنى سأسأل شيئاً واحداً ؟
    Sen gerekmez . İnsanların hakkımda ne düşündüğünü biliyorum . Open Subtitles لا تحتاجي لقول ذلك, أعرف ما الذي يقوله الناس عني
    Ben ne yaptığını biliyorum. Open Subtitles .لا تكذبي أكثر من ذلك .أعرف ما كنتي تفعلينه
    Başkaları da Bunu fark etti. Baykuşlarda da böyle olurmuş, bir çiftçi söyledi. Open Subtitles أناس آخرين لاحظوا ذلك.أعرف مزارع,أخبرني أنه نفس الإحساس أيضاً عندما تطير البومة.
    Bunu istemezsin. Acı çektiğini biliyorum ama... Open Subtitles أنتَ لا تريدين ذلك أعرف بأنك تتألمين , ولكن
    Daha değil. Fikrimi değiştirirsem kimden başlayacağımı biliyorum. Open Subtitles ليس بعد , عندما أنوي فعل ذلك أعرف تماماً من أين أبدء
    Son teslim tarihinin farkındayım ve önemli olduğunu biliyorum. Open Subtitles أعمل على ذلك أعرف الموعد النهائي وأعرف أن الأمر مهم
    Senden yararlanmak istemem. Bunu iyilik olsun diye yaptığını biliyorum. Open Subtitles لم أريد أن أستغل ذلك أعرف أن ذلك كان نوعاً من المعروف
    Onun dostluğuna ve sağduyusuna güvenebileceğimi biliyorum. Open Subtitles في غضون ذلك أعرف أن بامكاني الاعتماد على صداقته ورشده
    Birkaç manevra biliyorum. Open Subtitles إلى جانب ذلك .. أعرف بعض المناورات سوف نفقدهم
    Bak, biliyorum bu senin seçimin, ve bugünlerde artık kadınlar da, yetkiyi kendi ellerine alıyorlar. Open Subtitles أعرف أنكن تخترن ذلك أعرف أن السيدات لهن مطلق الحرية في إضعاف أنفسهن أو.. أياً يكن
    Örneğin, adının S harfiyle başladığını biliyorum. Open Subtitles و مثالاً على ذلك أعرف أنّ اسمك يبدأ بحرف السين
    Yarın güneşin doğacağını bildiğim gibi senin de gerçeği söyleyeceğini ve Florrick'in hapse gireceğini biliyorum. Open Subtitles أنت لا تعلم ذلك أعرف بأن الشمس ستشرق غدا و انت ستعترفين بالحقيقة في جناح الاعتراف
    Bu yaptığının sadece senin için değil tüm dünya için önemli olduğunu biliyorum. Open Subtitles لا أصدق أنك تعتقد أنني أبحث عن ذلك أعرف أهمية ما تقوم به، ليس لك فقط، بل للعالم أيضاً
    Kimse bunun farkında olmasa da, ben bunun gerekliliğini biliyorum. Open Subtitles وإذا كان أي منكم أو أي شخص آخر يعرف ذلك, أعرف أنني أحتاج هذا
    Verdiği güce karşılık ön koşuludur. biliyorum. biliyorum. Open Subtitles فهذا هو الشرط الاساسي لكي يمنحنا كل القوة التي نريدها أعرف ذلك , أعرف ذلك
    Bunu duyduğuma üzüldüm. Neler hissettiğini bilirim. Open Subtitles يؤسفني أن أسمع ذلك أعرف هذا الشعور
    O seni seviyor. Bunu biliyorum. Open Subtitles إنها تحبك، أعرف ذلك أعرف بأنها تحبك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more