O sadece bu aşkı yaşamak, sevgilisinin dokunuşlarını hissedip, sesini duymak istiyor. | Open Subtitles | هي فقط أرادت أن تعيش ذلك الحب لكي تشعر فقط بوقع صوته |
Seni doğurduğum için en azından bana bu aşkı bir anı olarak saklamamda yardım et. | Open Subtitles | منذ أن ولدت ساعدني على الأقــل لأبقـي ذلك الحب كـ ذاكرة |
Tek istediğim seninle vakit geçirmek Bu aşk. | Open Subtitles | كلّ ما أريده هو نقضى بعض الوقت سويا ذلك الحب |
bu sevgiyi tadan biri olarak kendimi kutsanmış addediyorum. | Open Subtitles | إني أعتبر نفسي مباركه بأن أكون أنا من إستقبلت ذلك الحب |
Bu derin sevgi, kayıpla yüzleştiğimde beni acıya karşı korunmasız yapıyor. | TED | ذلك الحب الغالي جلب لي ألماً عظيماً لخوفي من خسارته |
Ama o aşkı almalısın kardeşim ve Allah'ın takdirine inanmalısın. | Open Subtitles | لكن عليك أن تنتزع ذلك الحب, يا أخي، وعليك أن تثق بقدرة الله. |
Ve o aşkın çocuğu, sendin. | Open Subtitles | والطفل الناتج من ذلك الحب هو أنت |
Biliyorum tamam mı? bu aşkın nihai olacağını düşünüyorsun, o zaman bu bildiğinden vazgeçecek demektir. | Open Subtitles | أتعلمين ، تعتقدين أن ذلك الحب سيكون للأبد و لكن تُدركين أنك تُقدِّمين الكثير |
Seni doğurduğum için en azından bu aşkı bir anı olarak saklamama yardım et. | Open Subtitles | منذ أن أنجبتك على الأقل ساعدتني على أبقاء ذلك الحب كـ ذاكرة |
Bir gün sonunda bu aşkı bulmuş ve harika bir şeymiş. | Open Subtitles | وفي يوم ما وجد أخيراً ذلك الحب وقد كان رائعاً. |
Kendi içine, yeterince derine bakarsan bu aşkı bulacaksın. | Open Subtitles | انظر عميقاً كفاية بداخلك ستجد ذلك الحب |
Ya bu aşkı nikâhtan sonra bulursam? | Open Subtitles | وماذا إذا وجدت ذلك الحب بعد الزواج ؟ |
bu aşkı... Nasıl durdurabilirim? | Open Subtitles | ذلك الحب ، كيف يمكنني أيقافــه ؟ |
Çünkü iki buçuk hafta önce bütün Bu aşk saçmalıklarından evvel... | Open Subtitles | ..لأنه وقبل أسبوعان ونصف قبل ذلك الحب الكبير الإحساس |
Boşanmadan sonra tek oğlunu bir kere bile ziyaret etmedin ama yinede Bu aşk yeterince değerli ki onu asla kaybetmeyeceksin. | Open Subtitles | لم يسبق لك أبداً بأن زرت ابنك الوحيد بعد الطلاق. وحتى الان ذلك الحب ثمين بما فية الكفاية بحيث انك لن تخسره |
Anlaşılan Bu aşk bir şeyler yapabilecek tek olguydu ve yaptı da. | Open Subtitles | وبدا وكأن ذلك الحب... سيكون الشيء الوحيد الذي سيحدث الفارق، وذلك ما حدث |
bu sevgiyi nerede bulabilirsin, Peyton? | Open Subtitles | لذا اين ستجدين ذلك الحب, بايتون ؟ |
- Çünkü eğer beni sevdiyse ve zamanının bir dakikasını bile bana ayırmadıysa o zaman sevgisi hiçbir şey ifade etmiyor ve ben bu sevgiyi istemiyorum. | Open Subtitles | - لأن لو استطاع أن يحبّني - بدون أن يعطيني دقيقةً واحدة من وقته عندها لا يعني ذلك الحب شيئاً ولا أريد هكذا حب |
Kırkbim kardeş gelse... bir okadar sevgi gelse... benimkine erişemez. | Open Subtitles | اربعين الف شقيق لن يستطيعوا مجاراة ذلك الحب ماذا |
Ben o aşkı sana vermiştim. | Open Subtitles | بينما انا اعطيتُ ذلك الحب لك |
Ben de, yüzümde o aşkın yaralarından taşıyorum. | Open Subtitles | لدي ندبة من ذلك الحب على وجهي |
O halde Tanrı gözünü bu aşkın güzelliğini görmek için daha çok açmalı. | Open Subtitles | ربما على الرب فتح عينه بشكل أوسع لرؤية جمال الأمر ذلك الحب |
Bana gösterdiğin o aşk içinden mi geldi, onların zoruyla mı oldu? | Open Subtitles | , كلّ ذلك الحب الرائع الذي أعطيتينيه هل كان ذلك منكِ أم منهم ؟ |