"ذلك السيف" - Translation from Arabic to Turkish

• O kılıcı
• O kılıç

O kılıcı kullanarak kahraman olacağını... düşünen ilk kişi değil.
ليس أوّل شخص يعتقد أنّ حيازة ذلك السيف سيجعله بطلاً

Hale'e O kılıcı saplayarak büyük bir iyilik yapmış oldum.
انا جعلت هيل جامدا عندما ادخلت ذلك السيف به

O kılıcı onarmaya çalışmayı bırak yoksa evliliğin ve krallığın sonsuza kadar kırık kalacak.
توقّف عن محاولة إصلاح ذلك السيف وإلّا سيبقى زواجك ومملكتك منهاران للأبد

Ormanda canını neden bağışladım sanıyorsun? Taşıdığın O kılıç bu toprağın demirinden yapılmıştır.
ذلك السيف الذى تحمله صَنع بأيدينا من هذه الأرض،شكل من نيران بريطانيا

Bugün, kendi ölümümü hissettim. Ve O kılıç saplandığında,
لقد شعرت بنفسي أموت اليوم وعندما دخل ذلك السيف في بطني

O kılıç yüzlerce yıldır oradaydı. Kimse gerçekte ne kadardır orada olduğunu bilmiyor.
ذلك السيف معلّق مذ مئات السنين لا أحد يعلم مذ متى

Üzgünüm, aşkım ama O kılıcı kullanmana izin veremem.
آسف يا حبيبتي، لكنّي لا أستطيع السماح لكِ باستعمال ذلك السيف

Onun için O kılıcı oluşturup onu olağandışı bir güçle doldurdular.
صنعوا ذلك السيف لها، وأشبعوها بقوّة خارقة.

Olduğun yerde kal ufaklık. O kılıcı çekersen, ölürsün.
قف عندك، يا ولد استل ذلك السيف وستموت

- O kılıcı almam 10 yıl ve 50 oyun sürdü.
تباً - إحتجت لعشر سنوات - و 50 حملة للحصول على ذلك السيف

O kılıcı alabilecek tek kişi sensin.
لا يمكن لأحد إحضار ذلك السيف سواك

Ichiro'ya oğlu öldükten sonra O kılıcı yok etmesini emretmiştim.
أمرت "إيتيرو" بتدمير ذلك السيف بعد موت ابنه.

Kocasını öldüren adam O kılıcı kullanıyormuş.
الرجل الذي قتل زوجها استعمل ذلك السيف

Eğer O kılıcı alabilirsem şansım %70 olur.
إذا إستطعت أن أنتزع ذلك السيف

Onu koruyan,onu dokunulmaz yapan tek şey, O kılıç.
...الشيء الوحيد الذي يحميه ويجعله مُحصّن، هو ذلك السيف

O kılıç düşündüğün gibi sırlı olan değil.
ذلك السيف ليس بالسيف السري الذي تعتقده

-Piskoposu öldürmek için O kılıç lazım bana!
-كنتُ بحاجة إلى ذلك السيف لقتل الأسقف ! (نافار)، أنصت إليه!

O kılıç açıkça onu kayadan çekip alanın kullanabilmesi için tasarlanmış.
كان ذلك السيف مصمم للإحساس بمن يسحبه من الصخر {\pos(190,210)}

O kılıç insan kanına hasret kaldı.
ذلك السيف متعطش لدماء البشر