..eğer babam O gece işten eve erken dönmemiş olsaydı. | Open Subtitles | إذا أبي مَا رَجعَ للبيت مبكراً مِنْ العملِ ذلك الليلِ. |
Ama O gece akşam yemeğinde babam bana bakıyordu. | Open Subtitles | لكن ذلك الليلِ في العشاءِ أحسستُ أبي يَحْديق عليّ، يُحدّقُ كثيرا لي. |
O gece saat 10'dan önce bu makineyi kullanan herkesi sorgulamalıyız. | Open Subtitles | التي كَانتْ في الماكنةِ قبل 10 ذلك الليلِ. |
Tabii O gece asıl amacın yemek değildi. | Open Subtitles | بالطبع، هو ما كَانَ غذاءاً أنت كُنْتَ تَشتهي ذلك الليلِ. |
Bu şartlar altında O gece için evi bana bırakabilir misin baba? | Open Subtitles | في الحقيقة، أَبّ، على تلك النتيجةِ، أنت يُمْكِنُ أَنْ تَجْعلَ نفسك نادر ذلك الليلِ. |
O gece Warren'ın bana bu kolyeyi verdiğini hatırlıyorum.. | Open Subtitles | وأنا بَدأتُ بتَذْكير ذلك الليلِ وارن أعطاَني ذلك المنجدِ. |
Cameron katilimiz olmasa bile, hala O gece lojmanda bulunmasıyla ilgili yalan söylüyor. | Open Subtitles | حتى إذا كاميرون لَيسَ بندقيتَنا، هو ما زالَ كَذبَ حول أنْ يَكُونَ في منزل كاهن الأبرشيةِ ذلك الليلِ. |
Noel'in O gece birçok kız için dans ettiğini size söyledim. | Open Subtitles | أخبرتُك نويل رَقصَ للكثير مِنْ البناتِ ذلك الليلِ. |
Asla değilizdir, ama Tyler'ın O gece giydiği giysilerin bulmak beni mutlu etmeye yetecek. | Open Subtitles | نحن مَا. لكن يَكُونُ سعيداً ل ملابس تيلر مِنْ ذلك الليلِ. |
O gece sene nasıl Vals yapılacağını öğretmiştim. | Open Subtitles | علّمتُك كَيفَ تَرْقصُ الفالز ذلك الليلِ. |
Ona neler yapabileceğini bilmesine rağmen, ...O gece beni savundu... | Open Subtitles | وما زالَ يَنْهضُ لي ذلك الليلِ. العارف ما هي يُمْكِنُ أَنْ تَعمَلُ إليه. |
O gece tamirhaneye bir şeyler çalmak için girmiştim. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ ذاهِباً إلى الدكانِ ذلك الليلِ لسَرِقَة بَعْض المادةِ. |
O gece sinemaya gidecektik. | Open Subtitles | نحن إفترضنَا للذِهاب إلى الأفلامِ ذلك الليلِ. |
O gece bir tren gelmiş, saat birde. | Open Subtitles | فقط وصول واحد ذلك الليلِ في 1: 00 صباحاً |
Bana O gece tren yolunda ne olduğunu söyleyeceksin. | Open Subtitles | ليس حتى تُخبرُني الذي حَدثَ على تلك المساراتِ ذلك الليلِ. |
O gece olanlar beni düşündürdü. | Open Subtitles | الذي حَدثَ ذلك الليلِ حَصلَ عليني أَعتقدُ. |
İşin en boktan tarafı da, O gece zaten bir şişe "kontrol serinletici"sinin olmasıydı. | Open Subtitles | الركلة الحقيقية في الحمارِ كَانتْ بأنّني كَانَ عِنْدي قنينة تُبرّدُ ذلك الليلِ. |
O gece bu resmi gördükten sonra fotoğrafçı kendini garip hissetmiş olmalı. | Open Subtitles | ذلك الليلِ بعد النَظْر إلى هذه الصورةِ المصور لا بدَّ وأنْ شَعرَ بالغربة |
Hapse girdim... O gece sen bizi bırakıp kaçtın. | Open Subtitles | ذهبت الي جايل ذلك الليلِ الذي كَفلتَ علينا |
Alvarado'nun O gece giydiklerine ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نَحتاجُ الملابسَ تلك ألفارادو كَانتْ تَلْبسُ ذلك الليلِ. |