"ذلك كل يوم" - Translation from Arabic to Turkish

• Bunu her gün
• bunu hergün
• Her gün bununla
• her gün bunu
• bununla her gün

Bunu her gün yaşayan çocukları düşünüyorum da anneme benden çok ihtiyaçları var.
أفكر في أولئك الأطفال الذين يخوضون ذلك كل يوم إنهم يحتاجونها أكثر مني

Bir dil rehberi olarak Yardımsız dil öğrenmelerinde insanlara yardım ediyor ve Bunu her gün görüyorum.
كمعلمة لغة، أساعد الناس على أن يتعلموا اللغات بأنفسهم، وأرى ذلك كل يوم.

Evet. Bana haplar veriyorlar. Bunu her gün yapıyorlar.
إنهم فقط يعطونني الحبوب إنهم يفعلون ذلك كل يوم

bunu hergün Volkischer Beobachter'da okuyoruz.
لكن يمكنك قراءة ذلك كل يوم في الجريدة النازية

Her gün bununla yaşıyorum.
أعيش مع ذلك كل يوم

Bunu her gün yapıyorum, günde bir kez.
أفعل ذلك كل يوم. أفعلها كل يوم، مرة باليوم.

Bu binada yaşadığınız zaman Bunu her gün yapacaksınız.
ستعتادين على فعل ذلك كل يوم عندما تقيمين في هذه البناية

Bir sosyolog olarak, Bunu her gün görmen gerek.
كشخص اجتماعي, فلا شك أنك سترى ذلك كل يوم.

- Bunu her gün yaptığınıza inanamıyorum.
لا يُمكنني أن أصدق أنكم تفعلون ذلك كل يوم

Yaptığımız şeyin bir ölüm kalım meselesi olduğunu unutmamak için Bunu her gün yaparım.
أفعل ذلك كل يوم لأذكر نفسي أن ما نقوم به هو مسألة حياة أو موت

Bunu her gün söyler çünkü her sabah uyandığında... o günü geçen yılın 13 Ekim'i sanıyor.
تقول ذلك كل يوم لأنها كل صباح... تستيقظ معتقدةً أن اليوم هو 13 أكتوبر... من السنة الماضية

Sıcaklık devam ettiği sürece Bunu her gün yapacaklar.
سيفعلون ذلك كل يوم طالما الحرارة موجودة

Fakir gençler Bunu her gün yapıyor.
الأطفال البائسون يفعلون ذلك كل يوم.

Sana Bunu her gün söylemeye ihtiyaç duymuyorum ama.
لا اشعر بالحاجة لاخبارك ذلك كل يوم

- Ama bu şirket Bunu her gün yapıyor.
-مع ذلك فإن الشركة تفعل ذلك كل يوم

Bunu her gün yapıyorum.
أنا أفعل ذلك كل يوم

Senle kapı komşusu olduğumuzda, bunu hergün yapabiliriz.
عندما تنتقل للعيش بجوارى فسيمكننا فعل ذلك كل يوم

Polis karısı olunca, bunu hergün yaşayabilirsiniz ve... herhangi bir gün kocanızın eve dönmediği gün olabilir.
كونك زوجة شرطي، تتعلمى ذلك كل يوم... أي يوم، يمكن أن يكون اليوم الذى لا يرجع فيه الى البيت.

Keşke bunu hergün yapabilsem.
ليتني أفعل ذلك كل يوم.

Her gün bununla yaşamak zorunda kalıyorsun, değil mi?
تعيش مع ذلك كل يوم, صحيح؟

Sizinle çalıştığım her gün bunu anlamalıyım.
فأنا بأستطاعتى فعل ذلك كل يوم وأنا أعمل معكى

Aslında, bununla her gün mücadele ediyor.
و كحقيقة يتصارع مع ذلك كل يوم واو