İstemiyormuş, o yüzden asitle yok etmiş. | Open Subtitles | ،هوَ لم يرد ذلك لذا أزالهم منـه بالحـامض |
Dinle, bu konuda pek iyi değilim, o yüzden sadece soracağım. | Open Subtitles | اسمعي, أنا لست جيداً في ذلك, لذا سوف أسألك مباشرةً |
Sen kimseyi öldüremezsin, o yüzden bırak öldürme... işini ben yapayım. | Open Subtitles | لا تملك القدرة على فعل ذلك لذا لما لا تدعني أنا أقوم بالقتل؟ |
Derinlerde bir yerde Cheryl de bunu istiyor,demek ki hemfikiriz. | Open Subtitles | ,و توافق شيرل في داخلها على ذلك لذا نحن موافقون بالاجماع |
Biliyorum, seni zor duruma düşürdüm ve sen de bunu sorun etmedin bu yüzden... | Open Subtitles | لقد وضعتك بموقف صعب و كنت جيّدة مع ذلك لذا .. |
Neyi, ne kadar içtiğini bilmiyorlar, o yüzden bir şey demek için henüz erken. | Open Subtitles | إنهم لا يعرفون ماذا تعاطت أو مقدار ذلك لذا من المبكّر الجزم |
o yüzden buraya geldiğin için sağ ol. | Open Subtitles | بالرغم من ان معظم الرجال يتجنبون ذلك, لذا شكرا لوجودك هنا. |
Evet, şey, anlatamayacağını biliyorum o yüzden sormuyorum bile. | Open Subtitles | حسناً، أعلم أنّه ليس بوسعك الحديث عن ذلك لذا لن أسأل حتّى |
Sadece dişlerini inceleme şansım oldu o yüzden yaşlarını net olarak söylemek zaman alacak, ama evet daha yaşlılar. | Open Subtitles | لديّ فقط أسنانهم للتحقق من ذلك لذا سيستغرق الأمر وقتاً للحصول على تسنين دقيق ولكن أتفق معك، إنهما أكبر سناً |
- Evet, aslında eminim diyebilirim. o yüzden endişeye gerek yok. Kariyerleriniz emin ellerde. | Open Subtitles | في الواقع ، أنا متأكّد من ذلك لذا لا تقلقوا ، وظائفكم آمنة |
Yapmamayı seçti o yüzden o da gidecek. | Open Subtitles | لكنه اختار ألا يفعل ذلك لذا فمصيره الهلاك. |
O bunu söyleyeyemecek kadar gururlu, o yüzden ben söyleyeceğim. | Open Subtitles | أما الآن، إنه كبريائه الذي منعه من قول ذلك لذا سأقول بالنيابة عنه |
Eski sevgilimde bunu denedim ve sonucun ne olduğunu biliyorsun, o yüzden... | Open Subtitles | لقد حاولت فعل ذلك مع عشيقي السابق و تعرف كيف أنتهى ذلك, لذا |
Konu hakkında bir şey bilmiyorum o yüzden buyur. | Open Subtitles | أنا لا أعرف أي شيء عن ذلك لذا امضي قدمًا |
Hangi müşterinin yaptığını bilmiyorsun, o yüzden hepsini öldürüyorsun. | Open Subtitles | ليس لديكِ فكرة عن هوية العميل الذي فعل ذلك لذا تقتلينهم جميعاً |
Henüz ne yapacağıma karar veremedim, o yüzden Diane'le birlikte olacağım. | Open Subtitles | لايمكنني اكتشاف ذلك لذا سأبقى مع ابنتك |
Biraz kötü ama... Hepimizde bir tane var. o yüzden düşündük ki... | Open Subtitles | انى اعرف انه غريب بعض الشىء, ولكن,هل تعرف, عندنا جميعا واحدا مثل ذلك, لذا لقد فكرنا... |
Ben de bunu belirlemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | حسناً أنا أحاول تحديد ذلك لذا ما أفعله |
İlk yardımcı olmak benim istediğim şeydi, ve bunu anlamam çok uzun zaman aldı, bu yüzden eğer bu, bowlinge gitmek yerine gece nöbetlerini çift yapmamı gerektiriyorsa, ben de bunu yapacağım. | Open Subtitles | أن أكون مسعفًا ، هو ما أريد القيام به و لقد تطلب مني وقتًا طويلًا لأكتشف ذلك لذا ، إذا كان هذا يعني أن أعمل في مناوبات مضاعفة أو في المناوبة الليلية حيث لا أذهب للعب البولينغ فهذا ما سأفعله |
Siz de bunu onun öğrenmesini istemediniz ve onu öldürdünüz. | Open Subtitles | .... و لم تريدي لهُ ان يعرف ذلك لذا |