Fazla vaktimiz yok. Bu işi yapmak için bunu bu gece yapmamız gerekiyor. | Open Subtitles | أنت لا تمتلك الكثير من الوقت، ينبغي أن نفعل ذلك لكي تعمل الآن |
Dikkat verdiğinizden emin olmak için bunu yapıyorum. | TED | أفعل ذلك لكي أتأكد أنكم لاتزالون منتبهين. |
Hayır. Evimizin disiplinini korumak için bunu söylemek zorundayım. | Open Subtitles | كلا، لا بد أن أقول ذلك لكي أحافظ على الاستقرار ببيتنا |
Yaşlı, evli bir bayan olduğumu hissetmemem için böyle diyorsun. | Open Subtitles | إنكٍ تقولين ذلك لكي لا أحس بإنني سيدة عجوز متزوجة |
Tam tersine. Seni utandırmamak için böyle giyindim. | Open Subtitles | على العكس, أرتدي ذلك لكي لا أحرجك |
Ama bizi üzmek için bunu yapmaya seni zorladı. | Open Subtitles | ولكنها أرغمتكِ على فعل ذلك لكي تجرحكِ فقط |
Senin için bunu yaparsam ilişkimiz biter. | Open Subtitles | اذا فعلت ذلك لكي أنتهى ما بيننا |
Onu yakalamak için bunu okumak zorundasın. | Open Subtitles | يجب أن تقرأ ذلك لكي تمسك به |
Beni kızdırmak için böyle konuşuyorsun. | Open Subtitles | أنت تقولين ذلك لكي تغيظنني |
- Beni susturmak için böyle deyip... | Open Subtitles | -لا تقولِ ذلك لكي أصمت ... |