"ذلك ليست" - Translation from Arabic to Turkish

• değil

Bu acı alay, böyle diyebilirsem size uygun değil, benim küçük biraderlerim.
،هذه السخرية، إذا ما أطلقنا عليها ذلك ليست من عادتكم يا أصدقائي

Bu acı alay, böyle diyebilirsem size uygun değil, benim küçük biraderlerim.
،هذه السخرية، إذا ما أطلقنا عليها ذلك ليست من عادتكم يا أصدقائى

Hâlâ mükemmel değil, ama daha iyi.
مع ذلك ليست النتيجة المثالية ولكن أفضل.

Bunu ne kadar isterdim, ama bu bizden çaldığı ilk ihale değil ki.
لا أود أفضل من ذلك ليست هذه اول فرصة يقتنصها

Hayatım anlamsız geliyor. Aslında o kadar kötü değil.
حياتي لا تتجيه لاي مكان ولكنها مع ذلك ليست بذلك السوء

Bu bir aksan değil, Ray. Resmen kekemelik.
أتعلم ذلك ليست لهجة راي تلك المحادثة عائق

Bu çok da iyi bir şey değil, değil mi?
ذلك ليست بالضرورة أن يكون شئ جيد، أليس كذلك؟

Evet, ama gerçeği gibi olmaz, değil mi?
اجل , لكنها مع ذلك ليست تماماً كالمحيط الهادي الحقيقي أليس كذلك ؟

Bana ve birimime inanmadığını biliyorum tamam, sorun değil.
اعلم انك لا تملك ثقه بي وبقسمي .. لكن ذلك ليست مشكله

Bundan sonra bile kocanızın aklanması garanti değil.
وحتى بعد ذلك .. ليست مضمونة أن زوجك يحصل على شيت نظيفة.

Yine de binlerce insanın devasa bir teknede batması kadar kötü değil, değil mi?
رغم ذلك ليست بسوء ان يكونوا 1000 شخص يغرقون في سفينة عملاقة صحيح؟

Deli ama benim kadar değil.
إنّها مجنونة، ومع ذلك ليست مجنونة بقدري.

Oldukça ilkel ama çok güçlü, daha da önemlisi hızlı trenin bilgisayarının bir parçası değil.
جد بدائية لكنها جد قوية و الأهم من ذلك ليست جزء حقيقي لحاسوب القطار

Gerçek tam olarak bu değil, değil mi?
علي الرغم من ذلك,ليست الحقيقة الكاملة,أليس كذلك؟

Bunun bazı nedenleri pek de ihtilaflı değil.
بعض أسباب ذلك ليست حقاً مثيرة للجدل.

Şimdi bu sadece demokrasi için kötü değil, ki muhtemelen demokrasi için de kötü, aynı zamanda aslında hiç de zekice bir çalışma stratejisi değil.
الآن ذلك ليست مجرد أمر سيء للديمقراطية، على الرغم من أنني أعتقد أنه كذلك على الأرجح، انها ليست في الواقع استراتيجية عمل ذكية جداً، في الواقع.

O gerçekten böyle biri değil. Bu onun tarzı değil.
إنه لا يحب ذلك ليست تلك طبيعته

Hey çocuklar şuna bakın, harika görünüyor değil mi?
يا رجل ، أن ننظر في ذلك. ليست جميلة؟

Gerçek değiller değil mi?
مع ذلك ليست حقيقية، أليس كذلك؟

Benim sana sevgim öyle değil.
ذلك ليست بالطريقة التي أحبك بها.