"ذلك مكان" - Translation from Arabic to Turkish

• orası
• buna yeri
• yer değil

orası kardeşinin biraz yardım alabileceği bir yer.
اممم، ذلك مكان يمكن لأختك ان تحصل على بعض المساعده

orası banliyödür. Genelde beyaz yakalılar yaşar.
ذلك مكان سكني بالكامل معظمهم من أصحاب الوظائف العالية

NYADA öğrencilerinin gittiği piyano bar. Bir dakika, orası Broadway severlerin mekanı değil mi?
اوه حانة نيادا للبياونا أنتظر أليس ذلك مكان إستراحة برودواي؟

Son kez diyeyim, Majid Nassar'ın sorgusuna dair elimde yeni bir bilgi yok buna yeri ve bize verdiği ya da vermediği tüm bilgiler de dâhil ki bunlar zaten gizli olurdu.
انظروا، للمرة الأخيرة ليس لدي (معلومات جديدة بشأن استجواب (ماجد نصار بما في ذلك مكان وجوده أو أيّ معلومات قد قدمها أو تم تصنيفها

Bir komünistin boş zamanını geçirmesi için... tuhaf bir yer değil mi?
ألا ترون أن ذلك مكان غريب لشخص شيوعي يقضى فيه وقت فراغه ؟

- orası bayağı heteroseksüel bir yer, dostum.
ذلك مكان يدل على المتغايرين جنسياً يا صديقي.

Cehennemi yaşadıktan sonra orası onun için iyi bir yer mi sizce?
هل تعتقدون أن ذلك مكان ملائم لتواجدها به بعد الجحيم التي مرت به؟

orası oturduğunuz eviniz değil, öyle değil mi?
لم يكن ذلك مكان إقامتك الأساسي، أليس كذلك؟

orası bir infaz koruma ya da hemşirenin kolaylıkla göz ardı edeceği bir yer.
ذلك مكان مثالي لحارس أو مُمرضة تمّ رشوته بغضّ نظره.

orası senin gibi seçkin vatandaşlara göre bir yer.
ذلك مكان للمواطنين المستقيمين من أمثالك

Ama orası Sedlmayer rotasına çok uzak.
لكن ذلك مكان قريب جداً من طريق "زادلماير".

Hey Ken, orası ayakta durmak için eğlenceli bir yer değil mi?
إذاً (كين)، أليس ذلك مكان ممتع للوقوف؟