BTO çok önemli. O aşağılın bunu senden almasına sakın izin verme. | Open Subtitles | شركة التقنيّة العالميّة مُهمّة، لا تسنح لهذا الوغد أن يأخذ ذلك منك. |
Çünkü seni yakalarlarsa, bunu senden öğrenirler ve bu da çok kötü olur. | Open Subtitles | ، لأنه لو قبض عليك فسيعرفون ذلك منك و لا ينبغي ذلك |
Senin rakibin olduğunu için, bir şekilde bunu senden istemek doğru değil. | Open Subtitles | .. أشعر أنه لا يجب علي طلب ذلك منك بما أن الأمر يتضمن غريمتك |
Bu aşağılığın onu senden almasına izin verme. | Open Subtitles | لا تُعطي هذا الوغد فرصة ليأخذ ذلك منك. |
Bu görevin başarısı buna bağlı olmasaydı, senden bunu istemezdik. | Open Subtitles | نحن لم نطلب ذلك منك ااذا لم تكن الفرصة الوحيدة لنجاح هذه المهمة |
Galiba burada ne olup bittiğini anladım ama bir de senden duymak istedim. | Open Subtitles | أعتقد أن أعرف ماذا يجري هنا أريد فقط أن أسمع ذلك منك |
Ancak Bayan Murphy'nin bunu sizden duymak isteyeceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | لكن بطريقة ما أشعر أنَّ الآنسه ميرفى تريد أن تسمع ذلك منك مباشرةً |
Bu özelliğini özlemişim. | Open Subtitles | أفتقدت ذلك منك |
Sen kaptan oldun ve kimse bunu senden alamaz. | Open Subtitles | انتى الكابتن، ولا أحد يُمْكِنُ أَنْ يَأْخذَ ذلك منك. |
bunu senden beklemeliydim, Genç Dağlı. | Open Subtitles | أظن أنني كان يجب أن أتوقع ذلك منك يا ساكن الأرض المرتفعة الصغير |
Bu çocuklar için her şeyimi verebilirim, ama bunu senden beklemiyorum. | Open Subtitles | أضحي بأي شيء لهؤلاء الأطفال ولكن لا أتوقع ذلك منك |
Bir çok kadın beni para için kullandı. bunu senden beklemezdim. | Open Subtitles | نساء كثيرات تقربن إليّ من أجل مالي، لكني لم أكن أتوقع ذلك منك |
İlgilenileceğini söyledim ama bunu senden duymak istiyorlar. | Open Subtitles | لقد أخبرته بأن أمرهم يتم الإعتناء به، لكنه يريد سماع ذلك منك. |
Normal bir hayat yaşama şansın vardı bunu senden almalarına engel olamadım. | Open Subtitles | لقد فوت فرصة الحياة الطبيعية وسمحت لهم بأن يأخذوا ذلك منك |
Lütfen cep telefonlu bir aptalın bunu senden almasına izin verme. | Open Subtitles | رجاء لا تسمحي لحمقاء ما مع هاتف خلوي أن تسلب ذلك منك |
Ve hiç kimse bunu senden alamaz. | Open Subtitles | ولا أحد يستطيع أن ينتزع ذلك منك |
bunu senden alan kişi ben olmayacağım. | Open Subtitles | لن أكون الشخص الذي يأخذ ذلك منك |
Fakat bunu senden duymayı tercih ederdi. | Open Subtitles | لكن أعتقد أنّها تودّ سماع ذلك منك. |
Elbette onu senden duymayı tercih ederdim. | Open Subtitles | بالطبع كنت أفضل أن أسمع عن ذلك منك |
Belki senden bunu istememiz haksızlıktı. | Open Subtitles | وربما كان علينا أن لا نطلب ذلك منك |
Belki de senden öğrenmişimdir. | Open Subtitles | ربما تعلمت ذلك منك |
Ancak Bayan Murphy'nin bunu sizden duymak isteyeceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | لكن بطريقة ما أشعر أنَّ الآنسه ميرفى تريد أن تسمع ذلك منك مباشرةً |
Bu özelliğini seviyorum. | Open Subtitles | -أحبّ ذلك منك. |