Annen bunu bir türlü öğrenemedi, Şimdi ebedi ateşte yanıyor. | Open Subtitles | أمك لم تتعلم ذلك والآن هي تُحرق في نار أبدية |
Annen bunu bir türlü öğrenemedi, Şimdi ebedi ateşte yanıyor. | Open Subtitles | أمك لم تتعلم ذلك والآن هي تُحرق في نار أبدية |
hiçbir şekilde bağlantısı yok. Veriler de bunu gösteriyor. Şimdi, 200 tane yetişkini tedavi ettiğim için | TED | بالآخر والبيانات تظهر ذلك والآن بعد أن قمت برعاية مئتي بالغ |
ve sen, bunu yapabilen telefon kulübesini söktürdün. - Nerede? | Open Subtitles | وأنتِ نزعتِ هاتف القمرة الذي يتيح ذلك والآن أين هو؟ |
Sizi keşfetmekten yeterince alıkoyamazdım ve Şimdi bunu bildiğinize göre, olabildiğince az kişiye söylemeniz beni minnettar kılacaktır. | Open Subtitles | لم أستطع منعك من اكتشاف ذلك والآن بما أنك علمت أقدر لك أن تخبر أقل عدد ممكن من الناس |
Yiyecek ve sudan başka birşey yoktu, ve Şimdi dört tane oldular. | Open Subtitles | طعام وماء ولا شىء غير ذلك والآن اصبحت أربعة |
Buna dayanamıyorum, ve Şimdi de seni ağlattım. Canım kızım, bağışla beni. | Open Subtitles | لا أستطيع تحمل ذلك, والآن لقد جعلتِك تبكين.سامحيني |
Çamaşırhanedeki kızlardan biri bunu yaptı ve Şimdi özgür. | Open Subtitles | إحدى الفتيات بالمصنع فعلت ذلك والآن نالت حريتها. |
Hepsi daha önce olmuştu ve Şimdi yine oluyor. | Open Subtitles | هو جميعا حادث قبل ذلك والآن هو يحدث ثانية. |
Ki öyle, yani yapıyorum. Şimdi sınavına dön. | Open Subtitles | و لدي ذلك السبب, لذا, فبإمكاني ذلك والآن أكمل ورقتك |
Geri adım atıp, özür dileyeceğini düşündüm. Ama dilemedi. Şimdi de işler uzadı. | Open Subtitles | ظننته سيتراجع أو يعتذر، لكنه لم يفعل ذلك والآن تجاوز الحدود كثيراً |
Buna cevap vermeyiz. Oh, onu... Şimdi... | Open Subtitles | لايتوجب علينا أن نجاوب ذلك والآن ،سؤال افتراضي |
Şimdi kapıyı kollamadığına pişman olacaksın. | Open Subtitles | وكان يقصد ذلك والآن ستندم على عدم حراستك |