Olamaz, işkence aletlerini almaya gitti. | Open Subtitles | اوه لا , لقد ذهب ليحضر ادوات التعذيب الشريرة |
Ethan odasından bir şeyler almaya gitti. | Open Subtitles | ايثان " للتو ذهب ليحضر شيء من غرفته هل يمكننا الأنتظار لثانية ؟ |
Polis kahve almaya gitti. | Open Subtitles | الشرطي ذهب ليحضر القهوةً. |
Şu hapçı kılıklı oğlan sakızlı dondurma almaya gitmişti. | Open Subtitles | هذا الفتى ذو الشكل البليد عندما ذهب ليحضر أيس كريم العلكة الفقاعية |
Kocam bana atıştırmalık bir şeyler almaya gitmişti. | Open Subtitles | زوجى ذهب ليحضر لى وجبة خفيفة،عندما... |
Hayır, sanırım kahve almaya gitmiştir. | Open Subtitles | لا لم أره ربما ذهب ليحضر القهوة |
Eminim içecek almaya gitmiştir. | Open Subtitles | (موفات) وغد، لابد من أنه ذهب ليحضر العصير |
Frank buradaydı. Bira almaya gitti. | Open Subtitles | "{\cH38FEF7}فرانك) كان هنا، وقد ذهب) ليحضر بعض الجعة" |
Bana gerçek yemek almaya gitti. | Open Subtitles | ذهب ليحضر لي طعام حقيقي |
Kusura bakma. Todd arabamı senin evinin oradan almaya gitti ve sonsuza kadar sürebilir. | Open Subtitles | أنا آسفة، و لكنّ (تود) ذهب ليحضر سيارتي من أمام منزلك |
Fıstık ezmesi almaya gitti, Ryan! | Open Subtitles | لقد ذهب ليحضر زبدة ! (الفول السوداني يا (رايان |
Bira almaya gitti. | Open Subtitles | لقد ذهب ليحضر البيره |
- Cüzdanını almaya gitti ... | Open Subtitles | - لقد ذهب ليحضر محفظته ... |
Peter'ı almaya gitti. | Open Subtitles | (ذهب ليحضر (بيتر |