Örneğin, arkadaşları marketleri yeterince popüler olup beyaz rakiplerinden iş çaldıklarında lince uğradılar. | TED | أصدقاؤها على سبيل المثال، قُتلوا عندما حدث أن متجرهم أصبح ذو شعبية واسعة تكفي لجذب الزبائن من المنافسين البيض. |
Artık popüler değilim, tıpkı eskisi gibi. Yanında olduğumu bilmeni isterim. | Open Subtitles | لكن الآن وبعدما اصبحت غير ذو شعبية أريدك أن تعرف أنني متفرغة لك |
Çok popüler bir çocuktu ama haydut gibiydi. | Open Subtitles | اسمع كان ذو شعبية كبيرة,لكنه كان متنمراً |
Doğru insanlar için popüler biriydim, orası kesin. | Open Subtitles | كنت ذو شعبية مع الناس المناسبين أستطيع إخبارك بذلك |
Dersler ve mezuniyet umurunda değil, fakat okulu seviyorsun çünkü popülersin ve bir daha asla bir numara olamayacaksın. | Open Subtitles | أنت لا تهتم بالدراسة أو التخرج لكنّك تحبُ المدرسة... لأنكَ ذو شعبية ولن تكون كذلك مجدداً |
Zaten... burada pek sevildiğini de sanmıyorum. | Open Subtitles | ومن ناحية أخرى... لدي شعور أنك لست ذو شعبية كبيرة في المنطقة. |
Eğer bizim gibi popüler, güzel kızlarla çıkıyor olsaydı nemliden, ateşliye çıkardı. | Open Subtitles | أعني ، لو كان يواعد ، لنقول ، فتياة جميلات ذو شعبية مثلنا سوف يتحول من المغفل الى الرائع |
Stan Marsh, kendini insanları halatla kaymanın sıkıcı olduğu konusunda bilgilendirmeye adadı ve videoları o kadar popüler oldu ki kendini bir kez daha çıplak halde San Diego'da caka satarken buldu. | Open Subtitles | ستان مارش كرس نفسه لزيادة الوعي حول مخاطر الملل من الإنزلاق بالحبل وأصبح الفيديو التوعوي الخاص به ذو شعبية كبيرة، حتى أن ستان مرة أخرى أنتهى به الأمر مخطوف في سان ديغو |
Dünya çapında İngilizce konuşan genç Müslümanlar arasında son derece popüler ve saygı duyulan bir vaiz olduğu açıktı. | Open Subtitles | كان واضحًا أنه داعية ذو شعبية واسعة وله الكثير من الأتباع الشباب المسلمين الناطقين بالإنجليزية حول العالم. |
Her neyse, yeni yarattığı tarz popüler olmuştu. | Open Subtitles | على كل حال, أسلوبه الجديد كان ذو شعبية |
Bay popüler olmayı ben istemedim. | Open Subtitles | لم أطلب من أحد أن أكون ذو شعبية |
popüler değilmiş yani. | Open Subtitles | يحاول القول أنه لم يكن ذو شعبية |
Nottingham dediğimiz yer kapısı yoktur, zengin değildir, popüler değildir ve de havalı değildir. | Open Subtitles | "التي ندعوها بـ"نوتنجهام لم نكن محاطون بحواجز , ولسنا أغنياء ولسنا ذو شعبية , ولسنا رائعون |
Lacivert çok popüler bir renk. | Open Subtitles | الأزرق الداكن لون ذو شعبية كبيرة |
O popüler akıllı, , büyük bir sporcu oldu. | Open Subtitles | كنت ذكياً, ذو شعبية, و رياضيّ رائع |
popüler olmak için baskı gücünü kullanman zorunda değilsin. | Open Subtitles | أنتِ لا تحتاجين للأكراه لتصبحي ذو شعبية |
Hannah, hayatım.... Sen çok popüler bir kızsın. | Open Subtitles | "هانا", عزيزتي, أنتِ فتاة ذو شعبية كبيرة |
Burada çok popüler olduğunu sanmıyorum büyükbaba. | Open Subtitles | لا أظنك ذو شعبية كبيرة هنا يا جدّي. |
- popüler birini suçlaması zordur. | Open Subtitles | صعب أن تدين رجل ذو شعبية كبيرة |
Tahmin edersiniz ki, pek de popüler bir konu değil. | Open Subtitles | rlm; إنه ليس موضوعاً ذو شعبية كما تتصورون. |
Çünkü çok popülersin İnansan iyi edersin İnansan iyi edersin, evet... | Open Subtitles | لانك ذو شعبية هل تصدقون هذا ؟ |
Burada pek sevildiğini sanmıyorum dede. | Open Subtitles | لا أظنك ذو شعبية كبيرة هنا يا جدّي. |