"ذَهبتْ" - Translation from Arabic to Turkish

• gittiğini
• gitmiş
• çok kısa

Senin gibi bir hatadan saklanmak için bu hafta nerelere gittiğini merak ediyorum.
أَتسائلُ ما الموقع البعيد التي ذَهبتْ إلىة هذا الإسبوعِ للإختِفاء مِنْها الخطأ اللقيط الكبير جداً

Onunla Times Meydanı'nda çalıştım ama temizlik programından sonra nereye gittiğini bilmiyorum.
شغّلتُ ساحة التايمس مَعها لَكنِّي لا أَعْرفُ حيث ذَهبتْ بعد التفتيشَ.

Hastaneden üç saat önce eve gittiğini söylediler.
المستشفى قالتْ بأنّها ذَهبتْ إلى المنزل منذ ثلاث ساعات مضت

Alışveriş merkezine gitmiş.
اتكلمت لتقَول انها ذَهبتْ إلى مركزِ التسوّق.

Demek kafeden çıkıp hemen oraya gitmiş Bu garip değil mi?
هو فقط بأنّها لا بدَّ وأنْ ذَهبتْ مباشرة مِنْ المقهى أسفل إلى الحمام المعدني. هَلْ لا تَعتقدُ ذلك شاذُّ؟

"mesafe çok kısa"
المسافات ذَهبتْ

O sabah Maggie'nin onu görmeye gittiğini biliyoruz değil mi?
نَعْرفُ بأنّ ماجي ذَهبتْ لرؤيته ذلك الصباحِ، حقّ؟

Murphyler'in Florida'ya gittiğini sanıyordum.
فكّرتُ عائلة ميرفي ذَهبتْ إلى فلوريدا.

-bir yere gittiğini söyledin.
قُلتَ بأنّها ذَهبتْ الي مكان أخر

Nereye gittiğini gördüm ve takip ettim.
رَأيتُها أين ذَهبتْ وتعقبتها

Ama bu 12 yıl önceydi ve sen hala burada oturmuş köşedeki markete gitmiş de dönecekmiş gibi davranıyorsun.
لكن هذا حَدثَ قبل 12 سنةً وأنت ما زِلتَ هنا تَتصَرُّف مثل انها ذَهبتْ إلى المتجر في الزاوية

Çavdar Ekmeği bu dünyadan gitmiş olsa bile biliyorum ki bize her zaman cennetten aşağıya bakacaktır.
بالرغم من أنَّ Pumpernickel ذَهبتْ مِنْ هذه الأرضِ، أَعْرفُ بأنّه سَدائماً تَكُونُ النَظْر أسفل فينا مِنْ السماءِ.

Öyleyse neden Atlanta Kadın Sağlığı Kliniği'ne bir değil, iki değil, üç kere gitmiş?
لذا الذي ذَهبتْ إلى نِساءِ atlanta عيادة صحةِ لَيستْ عندما، لَيسَ مرّتين، لكن 3 مراتَ؟

"mesafe çok kısa"
"المسافات ذَهبتْ"