İşine bak dostum. Benimdir dedim artık. Bana nasıl baktığını gördün. | Open Subtitles | ابتعد عنها يا رجل، لقد حجزتها فأنت رأيتني وأنا أنظر إليها |
Beyaz bir kızla çıktığım için, arabamın yoldan çıkarıldığını ve o magandaların beni dövdüğünü mü gördün? | Open Subtitles | رأيتني وأنا أٌسحب و أُضرب مراراً من قبل أولئك المتخلفون من أجل مواعدة فتاة بيضاء؟ |
Ne yani? Onları birkaç kanal yöneticisiyle tanıştırırken mi gördün? | Open Subtitles | ماذا، رأيتني وأنا أُقدّمهم إلى مُدراء الشبكة؟ |
Yani, beni hiç eli kolu bağlı gördün mü? | Open Subtitles | أعني هل سبق أن رأيتني وأنا لا أتدخل في الأمور؟ |
Az önce beni kafamdan kerpetenle kurşun çıkartırken gördün. | Open Subtitles | رأيتني وأنا أضع الكماشة وأسحب الرصاصة من رأسي |
Beni bugün çalışırken gördün mü ? | Open Subtitles | هل رأيتني وأنا على رأس العمل اليوم؟ |
En kötü hâlimi gördün sayılır. | Open Subtitles | لقد رأيتني وأنا في أسوأ أحوالي |
Bir milyon doları alırken beni gözlerinle gördün. | Open Subtitles | لقد رأيتني وأنا أتسلّمها بعينيك. |
Orada adamı bıçakladığımı gördün mü? | Open Subtitles | هل رأيتني وأنا أقوم بطعن هذا الرجل؟ |
İki tekerlekle nasıl gittiğimi gördün mü? | Open Subtitles | هل رأيتني وأنا أقود بعجلتين؟ |
Adım gibi eminim ki, her astronot uzaydan döndüğü zaman, bir kızın yanına gidip şöyle diyordur: "Beni yukarıdayken gördün mü?" | Open Subtitles | أؤكد لكم أن كل رائد فضاء عندما يعود من الفضاء... يقول لفتاته "هل رأيتني وأنا بالأعلى؟ ..." |
Seni kurtardığımı gördün. | Open Subtitles | أنك رأيتني وأنا أنقذك |
Sen, çok değerli memur arkadaşım sen az önce Kenny'nin beynini uçurduğumu gördün. | Open Subtitles | أنّكِ، شرطيتنا المُوقّرة، رأيتني وأنا أنسف رأس (كيني). |
Beni Dawn'ı öperken gördün mü? | Open Subtitles | هل رأيتني وأنا أقبل (دون)؟ |