Söylediği bir şey yok ama onu kocasıyla konuşurken gördüm. | Open Subtitles | إنها تقول إنها لن تذهب، ولكني رأيتها تتحدث مع زوجها |
Onu telefonla konuşurken gördüm, bir sürü el hareketi yapıyordu. | Open Subtitles | رأيتها تتحدث في الهاتف وتستخدم الكثير من الإشارات اليدوية. |
Onu ortopedideki doktorla konuşurken gördüm. | Open Subtitles | رأيتها تتحدث إلى مشرفة التقويم |
Partide diğer kızlarla konuşurken gördüm onu. | Open Subtitles | رأيتها تتحدث مع فتيات أخريات في حفلها |
Onunla telefonla konuşurken gördüm. | Open Subtitles | رأيتها تتحدث معه على الهاتف |
- Onu babasıyla konuşurken gördüm. | Open Subtitles | . لقد رأيتها تتحدث مع والدها |
Onu Bayan Stark ile konuşurken gördüm. | Open Subtitles | (رأيتها تتحدث الى السيدة (ستارك |
Ben onu Jeremy Niles'la konuşurken gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيتها تتحدث الى (جيرمى نيلز) |