Bu kadar yetenekli olan, şimdiye kadar gördüğüm ikinci kişi. | Open Subtitles | أنه ثاني شخص رأيته في حياتي يمتلك مثل هذه المهارات |
Bir yarım, şimdiye kadar gördüğüm en iyi şeyle konuştuğumu söylüyor. | Open Subtitles | جزء مني يقول أنني أحكمت يدي على أفضل شيء رأيته في حياتي على الإطلاق |
Önemsiyordu, ya da en azından gördüğüm en iyi önemsemiş takdilini yapıyordu. | Open Subtitles | او على الاقل ادى افضل تقليد لشخص يهتم فعلاً رأيته في حياتي |
Affedersin dostum ama bu hayatımda gördüğüm en gülünç uyuma kıyafeti. | Open Subtitles | آسف يارفيق ، ولكن هذه أسخف ثوب نوم رأيته في حياتي. |
Sadece 12 yaşındayım ama hayatım boyunca gördüğüm en üzücü sahneydi. | Open Subtitles | انا في الثانية عشر ولكن هذا اتعس شيء.. رأيته في حياتي |
Daima en iyi arkadaşımsın. | Open Subtitles | افضل صديق رأيته في حياتي (شكراً لك (بيب |
Şimdiye kadar gördüğüm en güçlü elektromıknatıs. | Open Subtitles | إنه أقوى الكترومغناطيس مستقل بذاته رأيته في حياتي |
Şüphesiz sen... şimdiye kadar gördüğüm en boktan şeysin! | Open Subtitles | أنت وبلا شك أكثر شيء مثير للشفقة رأيته في حياتي. |
sen bugüne kadar gördüğüm en şişko şeysin ve ben safariye bile katıldım bana ihtiyacınız olursa, buz dolabında olacağım yeteri kadar pozunuzu aldım bay Burns, bundan sonrasını kendim halledebilirim bir gün daha ve benim bir yiğite daha ihtiyacım var | Open Subtitles | أنت أبدن شيء رأيته في حياتي ولقد ذهبت لحديقة الحيوان إن إحتجت إليّ، سأكون في الثلاجة |
Billy... bu şimdiye kadar gördüğüm en ürkütücü pislik. | Open Subtitles | أريد إضافة هذه؟ بيلي هذا أكثر شيء مخيف رأيته في حياتي |
Çok iyi huylu, istekli ve bugüne kadar gördüğüm en hızlı herif. | Open Subtitles | بنية قوية ,رغبة كبيرة, وهو اسرع ابن عاهرة رأيته في حياتي. |
Tamam, işte ordaki şimdiye kadar gördüğüm en ürkütücü şey. | Open Subtitles | حسناً , هذا صحيح هذا هو أرعب شئ رأيته في حياتي |
Tüm samimiyetimle söylüyorum ki bu bina gördüğüm en olağanüstü yapı. | Open Subtitles | حسناً، بكل صدق، هذا اجمل بناء رأيته في حياتي على الاطلاق |
Bu muhtemelen gördüğüm en kötü ve en muhteşem şey. | Open Subtitles | عجباً، هذا على الأغلب أسوأ وأروع شيء رأيته في حياتي. |
Hayatımda gördüğüm en derin kırmızı su altında yaşar. | TED | اللون الأحمر القاني الأكثر عمقًا الذي رأيته في حياتي يوجد تحت الماء. |
Efendim, üniversite bursu için bugüne dek gördüğüm en iyi aday. | Open Subtitles | سيدي، هي أفضل مرشح لزمالة رأيته في حياتي. |
Bu siktiğimin şeyi hayatım boyunca gördüğüm en korkunç şey! | Open Subtitles | هذا الكائن اللعين الأشد إخافة رأيته في حياتي كلها |
Bu, tüm hayatım boyunca gördüğüm en güneşli en güzel kokulu, en muhteşem sabah. | Open Subtitles | أجمل صباح رأيته في حياتي أنت أرتديت ملابسك ؟ |
Bu hayatım boyunca gördüğüm en büyük inek sürüsü. | Open Subtitles | هذا أكبر تجمع لقطيع من البقر سبق وأن رأيته في حياتي قاطبة |
Sağ ol, Pip. Daima en iyi arkadaşımsın, Joe. | Open Subtitles | (افضل صديق رأيته في حياتي يا (جو |
Bu hayatımda tanıdığım en çok acı çekmiş adam. | Open Subtitles | إنه أكثر رجل معذَّب رأيته في حياتي |