| Senin için yalan söyledim ve artık seni her gördüğümde, söylediğim yalanı hatırlıyorum, | Open Subtitles | كذبتُ من أجلِك و الآن، كُلما رأيتُك أتذكرُ كِذبَتي |
| Seni son kez hastanede gördüğümde, futbol oynarken kolunu kırmıştın. | Open Subtitles | في آخر مرّة رأيتُك فيها في مستشفى كنتَ قد كسرتَ ذراعك في دوري الأشبال |
| Bu çok acı çünkü burada, kendi taç törenimdeyken, gözlerinizdeki o umut ışığını görmüştüm. | Open Subtitles | بشدّة، لأنّي رأيتُك واقفةً هنا في تنصيبيّ و رؤية الأمل في عينيكِ |
| Bir kere bir boşluk yapmanı görmüştüm "Bugün Aslında Dündü" filminde. | Open Subtitles | رأيتُك تخرج من ثقب مرة من قبل في يوم الجرذان |
| d AND I THOUGHT I SAW YOU OUT THERE CRYING. d d AND I THOUGHT I HEARD YOU CALL MY NAME. d | Open Subtitles | ♪ واعتقدتُ بأنني رأيتُك تبكي ♪ ♪ واعتقدتُ أنّك تُنادي بإسمي ♪ |
| Sizi böyle şeylerde daha önce görmemiştim. Olayınız nedir? | Open Subtitles | لمْ يسبق أن رأيتُك بأحد هذه الأشياء من قبل. |
| Seni son gördüğümde kafanın üzerinde bir balta vardı. | Open Subtitles | آخر مرة رأيتُك كان هناك بلطة تبرز من رأسك |
| Seni son gördüğümde, günlerini Avrupa Bankalarının güvenlik duvarlarını aşarak, gecelerini de ayni şeyi Avrupalı kadınlarla yapan bilgisayar korsanı bir playboydun. | Open Subtitles | ،آخر مرّة رأيتُك كُنت لصّ كومبيوتر مستهتر الذي أمضى أيامه يخترق برامج حماية البنوك الأوروبية وأمضى لياليه يفعل نفس الشيء للنساء الأوربيات |
| Seni son gördüğümde beni ülkemden kovdurtmaya çalışıyordun. Kelleme ödül koymuştun. | Open Subtitles | آخر مرّة رأيتُك فيها، كنت تشحنني لوطن المُهاجر، وهناك سعر على رأسي. |
| 15 yıl önce seni gördüğümde kendime şöyle demiştim: | Open Subtitles | عندما رأيتُك قبل 15 عام، كنتُ أقولُ لنفسي |
| O'ndan uzak dur. Seni bir daha gördüğümde bir konuşma olmayacak. | Open Subtitles | إذا رأيتُك في المرّة القادمة، لن تكون هناك محادثة! |
| Ve bugün seni mahkemede gördüğümde, | Open Subtitles | و عندما رأيتُك في منصّة الشّهود اليوم |
| - Dexter, seni en son babam öldüğünde o halde görmüştüm. | Open Subtitles | ديكستر)، آخر مرّة رأيتُك فيها) بهذه الحالة كانت عند وفاة أبي |
| Geçen gün seni o ihtiyarla koklaşırken görmüştüm. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}رأيتُك تحوم حولَ ذلك .السّقيمِ القديم ذلك اليوم |
| Sen osun. Televizyonda görmüştüm. | Open Subtitles | أنت هو, رأيتُك على التلفاز |
| Sen osun. Televizyonda görmüştüm. | Open Subtitles | أنت هو, رأيتُك على التلفاز |
| Seni en son 16 sene önce görmüştüm bana Kansas'ta kart açmıştın ve ne olursa olsun hiç yaşlanmamışsın. | Open Subtitles | آخر مرّة رأيتُك فيها كانت قبل 16 عاماً، عندما صارحتني في (كانساس سيتي)، ولأجل ما يستحق، أنت لا تبدو مُسنّا. |
| d AND I THOUGHT I SAW YOU OUT THERE CRYING. d d AND I THOUGHT I HEARD YOU CALL MY NAME. d | Open Subtitles | ♪ واعتقدتُ بأنني رأيتُك تبكي ♪ ♪ واعتقدتُ بأنني سمعتُك تنادي بإسمي ♪ |
| LIGHT UP THIS DARK d d AND I THOUGHT I SAW YOU OUT THERE CRYING. d d AND I THOUGHT I HEARD YOU CALL MY NAME. d | Open Subtitles | ♪ واعتقدتُ بأنني رأيتُك تبكي ♪ ♪ واعتقدتُ بأنني سمعتُك تنادي بإسمي ♪ |
| Bu kadar üzgün yattığını hiç görmemiştim. | Open Subtitles | لم يسبق أن رأيتُك مُحبطاً هكذا |
| Biriyle tanışmak için bu kadar heyecanlı olduğunu görmemiştim daha önce. | Open Subtitles | لمْ يسبق أن رأيتُك مُتشوّقاً للغاية للإلتقاء بأيّ شخص من قبل. -كلاّ، أنا... |
| Koridorda ilerliyordum ve yanlışlıkla tiyatro kulübünün prova yaptığı salona girdim ve seni gördüm. | Open Subtitles | , كنت أتمشّى في القاعة . و مشيت بطريق الخطأ إلى مسرح نادي البروفة . و رأيتُك |