Bir kere New York'tayken taksiye bindim, arka koltuğa oturdum ve önde bir oyunla ilgili bir şey gördüm. | TED | مرة كنت في نيويورك و ركبت سيارة أجرة. جلست في المقعد الخلفي، و أمامي رأيت شيئاً ما مرتبط بمسرحية. |
Parlak turuncu bir şey gördüm... bir şey... bana saldırdı. | Open Subtitles | رأيت شيئاً ما لونه برتقالى زاهي جداً ... شيئاً هاجمنى |
Gözlüğe ihtiyacım yok. Kesinlikle bir şey gördüm. | Open Subtitles | أنا بالتأكيد رأيت شيئاً ما يبدوا كنوع من الطائرات |
Hayır, ama sen bir şeyler gördün değil mi? | Open Subtitles | لا لكنك رأيت شيئاً ما أليس كذلك ؟ ...لا لم أفعل |
Sen bir şeyler gördün. | Open Subtitles | لقد رأيت شيئاً ما |
Çok değil. Dün gece gökyüzünde bir şey gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت شيئاً ما في السماء الليلة الماضية |
Delegelerin yüzlerinde bir şey gördüm. | Open Subtitles | ولقد رأيت شيئاً ما بوجوه المندوبين. |
Şu ağaçların orda bir şey gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت شيئاً ما في الأشجار هناك |
Ben de dün gece "Mike" diye bağıran bir şey gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت شيئاً ما الليلة الماضية "صاح "مايك |
- Yani gerçekten bir şey gördüm. | Open Subtitles | إذاً، لقد رأيت شيئاً ما حقيقةً |
Yanılmışım. bir şey gördüm sandım. | Open Subtitles | خطئي , إعتقدت بأنني رأيت شيئاً ما |
Görmek istemediğim bir şey gördüm şimdi de. | Open Subtitles | الآن رأيت شيئاً ما كان يجب أن أراه. |
Ben bir şey gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت شيئاً ما |
Yerini bulamıyordum. Kafamı kaldırdım ve bir şey gördüm. | Open Subtitles | نظرت للأعلى و رأيت شيئاً ما |
bir şey gördüm orada! | Open Subtitles | لقد رأيت شيئاً ما هناك |
Bu gece bir şey gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت شيئاً ما الليلة |
Hareket eden bir şey gördüm. | Open Subtitles | رأيت شيئاً ما يتحرك |