İnsan haklarını savunmada, savaş karşıtı hareketlerde öncülük etti. | Open Subtitles | وكان رائداً في الحقوق المدنية والحركة المناهضة للحرب. |
Kara delik ve geodimetrik fizik çalıştığını biliyorum ama ses dönüştürücüye öncülük ettiğini bilmiyordum. | Open Subtitles | لكن لم أعرف أنك كنت رائداً في نقل الصوت |
Bu deney, öncülük etmem için bir fırsat. | Open Subtitles | فهذه فرصتي لأكون رائداً |
Eski binbaşı. Bir kere binbaşı olan her zaman binbaşıdır. | Open Subtitles | .ـ رائد سابق .ـ من كان رائداً ليظّل دوماً |
Kurban, yapay zeka teknolojisinin öncülerinden. | Open Subtitles | الضحية كان رائداً في مجال الذكاء الاصطناعي |
Otopsiye öncülük etti. | Open Subtitles | كان رائداً في التشريح |
Bir kere binbaşı olan her zaman binbaşıdır. | Open Subtitles | ـ أوه، من كان رائداً ليظل دوماً. |
Bunların Nazi deneyleri olduğunu söylemiştim. Babam Berlin Üniversitesi'nde bilim öncülerinden biriydi. | Open Subtitles | لقد أخبرتك أنّها تجارب نازية وكان والدي عالماً رائداً بجامعة (برلين). |