Bundan sonra bir ay daha senin için harika olur. | Open Subtitles | شهر واحد من الآن كان يمكن أن يكون رائع بالنسبة لك |
Kampuste bir grup öğrenci, Haiti'ye yardım için gidecek gönüllüler topluyor, ve Rebecca, bence bu ikimiz için harika olur. | Open Subtitles | هذا المخيم هو تجنيد طلاب الطب للذهاب الى هايتي لمدة عام للمساعدة ، و أعتقد أن هذا سيكون رائع بالنسبة لنا. |
Onlar için harika olur. | Open Subtitles | سيكون شيء رائع بالنسبة لهم. إنه أمر مُذهل للغاية. |
Çarşamba benim için iyi. Sana da uyar umarım. | Open Subtitles | الاربعاء رائع بالنسبة لي اتمنى ان يكون مناسب لك |
Bebek için iyi de, benim için değil. | Open Subtitles | حسنا, رائع بالنسبة للجنين وليس بالنسبة لي |
Sesini kesip, çalmanı istediğim albümleri çalarsan bu senin için güzel bir iş olabilir. | Open Subtitles | هلا تسكتي وحسب وتشغلي الأسطوانات التي أطلب منك تشغليها هذا قد يكون عمل جانبي رائع بالنسبة لك |
Senin için güzel bahane, değil mi? | Open Subtitles | إنه عذر رائع بالنسبة لك ، أليس كذلك ؟ |
Benim için harika olacak. Önümde bu kadar seçenek var. | Open Subtitles | سيكون هذا رائع بالنسبة لي ستكون لدي خيارات كثيرة |
Marcus ve kendin için harika ama benim için çok da harika olmayan şeyler için. | Open Subtitles | والذي هو رائع لماركوس ولك ولكن هذا ليس رائع بالنسبة لي |
Bu durum, onlar ve aileleri için harika bir haber; ancak bugün küresel orta sınıfın zaten iki milyar olduğu düşünülürse, bu sayı beş milyara çıkacak, zaten kıt olan kaynaklar göz önüne alınırsa bu büyük bir sorun. | TED | هذا أمر رائع بالنسبة لهم و لعائلاتهم، لكن لدينا ملياري شخص في الطبقة الوسطى العالمية اليوم، وثلاثة مليارات تزيد من هذا العدد إلى خمسة، إنه تحد كبير عندما يكون لدينا حالياً ندرة في الموارد. |
Ben 70'li yıllarda doğdum. O dönem John Travolta oldukça revaçtaydı. "Grease", "Saturday Night Fever" gibi filmleriyle dansa başlamam için harika bir erkek rol modeldi. Ailem dans etmem konusunda oldukça ılımlıydı. | TED | أنا ولدت في السبعينات، جون ترافولتا كان مشهورا في تلك الأيام: "Grease" "Saturday Night Fever", وقد قدم نموذج رائع بالنسبة لي لأبدأ الرقص. والداي كانا متحمسين جدا من أجلي للمتابعة. |
Benim için harika bir durum. | Open Subtitles | تعلمون! و الذي هو رائع بالنسبة لي. |
Bu senin için harika bir şey. | Open Subtitles | هذا شيء رائع بالنسبة لكَ |
Sen haklıydın. Vay. Bu senin için iyi. | Open Subtitles | كنتَ محقاً أمر رائع بالنسبة لك |
- Kör adam için iyi yakalayış değil mi? - Nasıl yaptı? | Open Subtitles | رائع بالنسبة لرجل كفيف، أليس كذلك؟ |
- Fi, bu iş senin için iyi bir şey. | Open Subtitles | (في)، هذه الوظيفة أمرٌ رائع بالنسبة لكِ |
- Yani, senin için iyi. | Open Subtitles | -أعني، إنّه رائع بالنسبة لكِ . |
Bu benim için güzel bir gün Vogel. | Open Subtitles | انه يوم رائع بالنسبة لي, فوغل |
Kulüp için güzel bir gün. | Open Subtitles | هذا يوم رائع بالنسبة للنادي |
Benim için güzel bir gün. | Open Subtitles | إنّه يوم رائع بالنسبة لي. |