Buzun üstüne oturmaktan ne kadar memnun. Çünkü biz onunlayız. | Open Subtitles | إنه راضٍ بجلوسه هنا مُجمدًا مؤخرته، فقط لأننا جالسان برفقته |
Bence dünyanın en sinirli adamı bunu gördüğünde bundan çok memnun kalacak. | Open Subtitles | أظن، عندما يُشاهد الرجل الأضيق خلقاً في العالم هذا سيكون راضٍ تماماً |
Kadınlardan çok Tatmin oldum, ama... sen bunu bir bilime dönüştürdün. | Open Subtitles | أنا راضٍ تماماً من النساء فقد جعلت منه علماً |
Hikâyeni buldun evlat, tebrikler. Tatmin olmuşsundur umarım. | Open Subtitles | حسنا لقد حصلت على قصتك يافتى , تهانينا اتمنى انك راضٍ عن نفسك الان |
Brian... o ilişki yüzünden hiç mutlu olamadı. | Open Subtitles | براين.. حسناً، لم يكن راضٍ أبداً عن العلاقة |
Evde oturup saçlarımı uzatmaktan gayet memnunum. | Open Subtitles | إنّي راضٍ تمامًا بالبقاء في البيت والانتظار ريثما ينمو شعري. |
(Gülüş) Teşekkürler. Bence sıkışmış hissediyorsanız veya hayatınızdan memnun değilseniz, bu bir işaret. | TED | وأعتقد أنه عندما تشعر أنك عالق أو غير راضٍ عن حياتك، أعتقد أنها إشارة. |
Satış yapmaktan çok hizmet vermeye odaklanırsan, ...müşteriyi memnun etmen daha kolay olur. | Open Subtitles | لو ركزتِ علي الخدمة وليس على اجراء البيع سيكون عليكِ علي الأغلب عميل راضٍ |
Hayatından memnun değilsen değiştirmek akıl sağlığının bir göstergesidir. | Open Subtitles | فالسبب الوحيد هو أنّهم لا يعيشونَ كفاية إن كنتَ غيرَ راضٍ بحياتك فتغييرها هو عَرَضٌ يدلّ على صحّتكَ العقليّة |
Yönetim Kurulu'nun performansından memnun olmadığını söyledi bana. | Open Subtitles | أخبرني أنّ مجلس الإدارة غير راضٍ عن أدائك، |
Şu anki silüetimden pek memnun değilim zaten. | Open Subtitles | أنا لست راضٍ عن مظهري الخارجي في الوقت الحالي |
Müşteri zaten memnun, bunun aslında tek eğimli olmasından. | Open Subtitles | العميل راضٍ بما يكفي لحقيقة أنه يوجد منتجع تزلق داخلي موجود. |
Dalga geçiyorum seninle. Merak etme, kesinlikle Tatmin oldum. | Open Subtitles | أنا أستمتع معك, ثق بي، أنا كزبون راضٍ تماماً |
Sadece okulda boy göstererek Amerikan eğitim sistemini alay konusu haline getirmekle Tatmin olmadın uğursuz pornografik görüntüleri bu kutsal koridorlara taşıyarak bütün zorlukları göğüsleyen kahramanların mesela adını bilmediğim Crohn hastası bu kadın gibi, haysiyetine leke sürdün. | Open Subtitles | غر راضٍ من إقامة السخرية من النظام الدراسي الأمريكي فقط بمجرد وجودك في هذه المدرسة، |
Fakat Senato'nun takdirini kazanmış durumda ve zaferimizi Roma'da duyurması için Tatmin olmasını sağlayacağım. | Open Subtitles | لكنه يحمل مسمع مجلس الشيوخ و أريد أن أراه راضٍ جدًا ليدعم قصة نصرنا |
Bu artık bitti, ...ve biten yalnızca bu değil. Tatmin olduğun zaman bir şeyden vazgeçmek kolay gelir. | Open Subtitles | هذا انتهى، وليس فقط هذا. من السهل التخلي عن شيء عندما تكون راضٍ. |
Bak, Tatmin oldum.Sözleşmemizi üç sene daha uzatacağım. | Open Subtitles | إسمع، أنا راضٍ جداً سأمدد إتفاقنا لثلاث سنوات |
Şimdiye kadar sahip oldukların seni Tatmin etmeye yetmiyorsa yerlerine başka şeyler bulup bir bir hepsini kendine kat. | Open Subtitles | إذا لم تكن راضٍ عما وصلت إليه حتى الآن ...فقط جِد أشياءً أخرى وأضفهم بداخلِ نفسك .واحدةً تلوَ الأخرى |
Şimdi Kağan sensin ve önünde diz çöküyorum. mutlu musun? | Open Subtitles | انت الخان الآن و انا اسير يركع عند قدميك ، أانت راضٍ الآن؟ |
Pekala. 20 yaşında görünüyorsun. mutlu musun? | Open Subtitles | حسناً، أنت تبدو وكأنك في العشرينات هل أنت راضٍ الآن؟ |
Ben Lockhart/Gardner'danim, ...ve buraya mutlu olup olmadiginizdan emin olmak için geldim. | Open Subtitles | أنا من شركة لوكهارت وغاردنر وأنا هنا كي أتأكد أنك راضٍ عن خدماتنا |
Eğer bu dünyanın sonuysa ölüm şeklimden memnunum. | Open Subtitles | طالما هذه نهاية المانع، فإني راضٍ بموتي معك. |
Tanrım, benden hoşnut olduğunu biliyorum çünkü içtenlikle bana destek olursun. | Open Subtitles | مولاي، أعلمُ أنك راضٍ عني، وذلك لأنكَ تُثبتني على الإخلاص. |
- Kesinlikle uyar. - Kesinlikle uyan da ne? | Open Subtitles | ـ أنا راضٍ عنه جدّاً ـ ما هو الشيء الذي أنتَ راضٍ عليه ؟ |