"رافق" - Translation from Arabic to Turkish

• eşlik edin
• eşlik et
• götür
• kadar eşlik
• eşlik eder misin
• götürün

Lütfen Avatar ve arkadaşlarına dışarıya kadar eşlik edin. Bir daha onları burada görmek istemiyoruz.
رافق الآفاتار و أصدقاؤه إلى الخارج لم يعودوا مرحباً بهم هنا

Dinle, arabaya kadar bu güzel hanımefendilere eşlik edin, lütfen.
اسمع، رافق هؤلاء السيدتان الجميلتان إلى السيارة من فضلك

Memur Bey, beyefendiye eşlik edin.
رافق هذا السيد للخارج أيها الضابط

Paquito, yanına beş adam al ve küçük eve kadar Marisol'a eşlik et.
خذ خمسة رجال و رافق ماري سول الى البيت الصغير

Çavuş, şu ikisine eşlik et.
ايوه العريف رافق هؤلاء الأثنين الى منطقة الحظر

Bu beyleri üsse götür ve onları kilit altına al.
رافق هؤلاء السادة الى القاعدة وقم بسجنهم

Dwight, bu genç adama toplantı odasına kadar eşlik eder misin?
دوايت , رافق هذا الفتى إلى غرفة الاجتماعات

Lütfen misafirlerimize aşağı kadar eşlik edin.
رجاءً رافق ضيفنا الى أسفل الدرج

Bay Afro'ya kumar alanına kadar eşlik edin.
رافق السيد افرو إلى منطقة المقامره

Yönetici Han, Ja Rim'e eşlik edin.
أيها المدير هان، رافق جا ريم للخارج

- Efendi Wong'a tapınağa kadar eşlik edin. - Emredersiniz, efendim.
رافق السيد ونج للحرم حسنا

Bay Douglas'a mahkeme çıkışına kadar eşlik edin.
-أيها الحاجب رافق السيد (دوغلاس) الي خارج المحكمة

Başkan Yardımcısına gemisine kadar eşlik edin.
رافق نائب الرئيسة لسفينته

Anakin, senatöre kendi gezegeni Naboo'ya eşlik et.
آنيكين ، رافق السيناتور إلى كوكبها الأم ..

Tony, Ajan Todd'a dışarı çıkarken eşlik et ve kapıyı kapat.
توني رافق العميلة تود خارج الطائرة وأغلقها

Lütfen Bay Casey'ye devlet binasının dışına dek eşlik et.
من فضلك رافق السيد كايسي خارج أملاك الحكومة

Bu arkadaşa dışarı kadar eşlik et. Bu seferki doğruca çöpe gidiyor.
رافق هذا الرجل الى المدخل الجانبي الذي نستخدمه لأخراج المهملات

Gece hemşiresini aşağıya götür.
رافق الممرضة الليلية هذه إلى الطابق السفلي.

Mills i kapıya götür girmek için ona ihtiyacımız var
رافق ميلز للباب نريدها ان تدخل

Bob, bay Brayker'a, yada adı her neyse, arabaya kadar eşlik eder misin.
بوب)، رافق السيّد (برايكر) أو أياً كان) اسمه للخارج ناحية السيّارة

Jim, lütfen davalıyı bağlı mahkemeye götürün ki kefaretini halledebilsin.
جيم، لو سمحت رافق المُدعى عليها إلى محكمة الكفالة كي تدفع كفالتها