"راقدة" - Translation from Arabic to Turkish

    • yatıyor
        
    • yatarken
        
    • yatıyordu
        
    • uzanmış
        
    • yatıyormuş
        
    İçeride yatıyor, biraz uyumaya çalışıyor. Open Subtitles نعم يا سيدى , انها راقدة بالداخل تحاول الحصول على قسطاً من الراحة
    Ya da gırtlağın tamamen yanmış durumda morgda yatıyor olacaktın. Open Subtitles أو كنت لتصبحي راقدة الآن في حجرة الموتي بفجوة محترقة في عنقك
    Orada yatarken onu canlandırabiliyorum, gözleri kapalı, yavaşça nefes alıyor Open Subtitles يمكننى ان اتصورها وهى راقدة هناك عيناها مغلقتين وتتنفس برقّة
    Halen çok iyi hatırlıyorum, efendimin eve geldiği bir gündü sevgilisini yerde yatarken bulmuştu ve onun katilini gördü. Open Subtitles أتذكر جيداً عندما رجع معلمي البيت ليجد هين المحبوبة راقدة على الأرض ثم رأى قاتلها
    O sırada Ruth, hemen arkasında cansız ve yüzü olmadan yatıyordu. Open Subtitles بينما روث راقدة ميتة وبدون وجه على الأرضية
    - Yere uzanmış gibi. - 11 yaşında bir çocuk. Open Subtitles ـ إنها راقدة هناك ـ فتاة ذات إحدى عشر عام
    Bir gece ebeveynleri dışarıdayken kız yatakta yatıyormuş. Open Subtitles في إحدى الليالي، خرج أبويها كانت راقدة على السرير
    Bu çekmecelerde binlerce dolar değerinde... mücevherler yatıyor. Open Subtitles ثمة أحجار كريمة تساوي آلاف الدولارات راقدة في هذه الجوارير
    Bak ona, bu vahşi durumda çocuğun ölüm riski ile orada yatıyor. Open Subtitles انظر إليها وهي راقدة في تلك الحالة الغير مُتمدنة وحياة طفلها في خطر
    Koşarak eve girdim... zavallı Mayella yerde yatıyor ve feryat ediyordu. Open Subtitles ..... ودخلت المنزل و ميلا" المسكينة راقدة على الأرض" وهى تصرخ
    Koşarak eve girdim... zavallı Mayella yerde yatıyor ve feryat ediyordu. Open Subtitles ..... ودخلت المنزل و ميلا" المسكينة راقدة على الأرض" وهى تصرخ
    Onu yerde yatarken gördüğümde aklımı yitirdim. Open Subtitles وحينما رأيتها راقدة على الأرضية هناك.. فقدتُ عقلي.
    Ama ben değildim tıpkı yolda kendimi yatarken görmüş gibiydim. Open Subtitles .. لذلك لم أكن أنا من يشعر كنت أشاهد نفسي راقدة على طريق
    Burnuna solunum cihazı bağlanmış halde içine işemen için kıçının altındaki kap ile hastane yatağında yatarken gelip seni ziyaret edeceğim. Open Subtitles و عندما تكونين راقدة على سرير المشفى و الأنابيب فى أنفك و هذا الوعاء الصغير أسفل مؤخرتك للتبول به
    "Prenses yatağında yatarken sürünerek yaklaşmış ve demiş ki: Open Subtitles وبينما كانت راقدة في فراشها جاء زاحفًا إليها وقال
    Oradan geçiyordum ve öylece yatıyordu. Open Subtitles وذهبت راكبةً فوجدتها راقدة هناك
    Merdivenlerin dibinde yatıyordu, kemikleri kırılmış. Open Subtitles كانت راقدة على نهاية السلالم، مُنكسرة.
    Orada öylece yatıyordu. Open Subtitles بدت وكأنها راقدة وحسب
    Şimdi burada uzanmış düşünüyorum ölürsem bebeğime sen bakarmısın? Open Subtitles كنتُ راقدة هنا أفكر لو مت هل سترعين طفلي ؟
    Bart, bir dahaki sefer uyandığında yanında uzanmış yatan bana bak. Open Subtitles المرة القادمة عندما تستيقظ يا بارت انظر إليّ راقدة بجوارك
    Yolun kenarında, kanlar içinde yatıyormuş. Soğukta, bir başına. Open Subtitles راقدة هناك على جانب الطريق تنزف، تشعر بالبرد ووحيدة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more