"ربطت" - Translation from Arabic to Turkish

• bağladım
• bağladın
• taktın
• bağlayan
• bağlamış
• bağlayıp
• bağlantılı
• bağladı
• bağlasam
• bağlamayı
• bağlantı
• bağlıyor
• bantladım
• bantlamaya
• bağlamıştım

Bir EEG makinesi ödünç aldım ve Bay McCormick'e bağladım.
إستعرت ماكنة إي إي جي وأنا ربطت السّيد مكورميك إليه.

Bunu Buda'ya bağladım, o yüzden sıkıca tut.
لقد ربطت هذا الحبل بالإله بوذا. تمسكي به جيداً.

bak, yıllarca bir sürü aptalca pisliğine katlandım iç çamşırlarımı çaldın, hamsterımı bir rokete bağladın
إسمـع ، لقـد قمت بالكثير مـن الأشيـاء السيئة عبـر السنيـن سـرقت ملابسي الداخلية ، ربطت هـامستري في قـاع صـاروخ

Herife lanet olası emniyet kemerini mi taktın?
هل ربطت له حزام الآمان اللعين؟

Konut, endüstri ve ticari bölgelerini birbirine bağlayan demiryolu hatları vardı.
شبكات حديدية ربطت المناطق السكنية، والصناعية و التجارية.

İpi tırabzana bağlamış, sonra da...
يقولون بأنها ربطت الحبل إلى السور وبعد ذلك

Yang, anneni, yangın çıkaran patlayıcılarla bağlayıp bütün bunları yapacak zamanı nasıl buldu?
كيف استطاعت يانج ان تقوم بكل هذا و ربطت امك بمتفجرات ؟

Hayatlarımız tarif edilmez bir şekilde bağlantılı geliyordu.
يبدوا أن حياتنا قد ربطت مع بعض بطرق غامضة.

Yüzüğümü bir köprüyü birkaç dakika kaldırabilecek kadar sağlam bir misinaya bağladım.
الآن ، ربطت خاتمي على أقوى خيط صيد موجود قوي بما فيه الكفاية لحمل جسر كما قيل ولو لبضعة دقائق

Köydeki o kızın ruhunu aynı Karin gibi görünen bir kuklaya bağladım.
لقد ربطت روح تلك الفتاه من المدينه بدمية تشبه كارين

Kristali GPS sistemine bağladım.
لقد ربطت الكريستالة مع نظام تحديد المواقع

Ben de Jack'in ayakkabı bağcıklarını birbirine bağladım ve kütüphaneye gidip, Paula'dan haber bekledim.
لذا ربطت أربطة حذائه معًا وذهـبت للمكتبة وانتظـرت أنْ أسمع مـنها شـيء

Kabloları araba aküsüne bağladın sonra da bana şok verdin.
ربطت بطاريات السيارات بأسلاك ثم قمت بصعقي.

- Emniyet kemerini taktın mı?
ـ هل ربطت حزام الأمان؟ ـ ماذا؟

Cinayetleri doğrudan Victor Lorta'ya bağlayan bir sürü kanıt vardı.
هذا غير ممكن.هناك جبل من الأدلة الجنائية قد ربطت الجرائم مباشرة بفيكتور لورتا

Bir dişe, diş ipi bağlayıp, ipin diğer ucunu da hafıza karta bağlamış. Eğer ihtiyacı olursa çekmek için diş ipini kullanabilirdi.
ربطت طرفاً من الخيط بسنها والطرف الآخر بالبطاقة وفي حال احتاجتها يمكنها سحب الخيط

Gazeteler, bu cinayetin iki yıl içinde gerçekleşen hepsi yaşlı kadınların öldürüldüğü 11 olayla bağlantılı olduğunu yazıyor.
المستندات هناك ربطت جريمة قتلها مع 11 جريمة اخرى خلال سنتين كلهم نساء مسنات

Ama basın, bu işi Anthrax hastalığına ve 11 Eylül'e bağladı.
لكن الصحافة ربطت ذلك بالجمرة الخبيثة وأحداث 11 سبتمبر

Daha önce tek elimi arkaya bağlasam seninle kavgaya tutuşabilir miyim?
قبل أن يحصل ذلك أليس بأمكاني أن أبدأ معك عراكاً إذا ربطت يداي خلف ظهري؟

Evet, ana damarı bağlamayı başarmıştık.
أجل ، لقد ربطت ما تحت الترقوة بالشريان الرئوىّ.

..eve dönmekle seks arasında bağlantı bile kurduğum yere kadar.
إلى درجة أنني صرت ربطت الجنس وبين طريق العودة للبيت

Kaderini sevdiği kişiye bağlıyor.
لقد ربطت مصيرها بمن تحبّ

Larry Lester'ın poposunu bantladım.
لقد ربطت "ليري لستر بنز " بالشريط الاصق هذا كان أنت ؟

Kağıt, tutkal ve büyük ipek taytlardan yaptığımız kanatları sırtına bantlamaya çalışıyordum.
ربطت هذه الاجنحة علي ظهره التي صنعناها من الورق ومن الاقمشة السميكة التي سرقناها بالطبع

Bense çoktan kemeriyle ayaklarını bağlamıştım ve boom!
لكنني كنت قد ربطت قدميه ...بحزامه و سقط على وجهه