"Kemerlerinizi bağlayın" işaretini yakıyorum. Birkaç dakika içinde inmiş olacağız. | Open Subtitles | سأضع تنبيه ربط حزام الأمان الآن سنهبط على الأرض في غضون بضع دقائق |
Bayanlar baylar, lütfen koltuklarınızdan ayrılmayın ve Kemerlerinizi bağlayın. | Open Subtitles | حضرات السيّدات والسادة، الرجاء البقاء في مقاعدكم مع ربط حزام الأمان. |
"Kemerlerinizi bağlayın" işaretini yakıyorum. Birkaç dakika içinde inmiş olacağız. | Open Subtitles | "سأضيئ إشارة ربط حزام الأمان الآن وسنبلغ الأرض بعد بضعة دقائق" |
Gittikçe daha da sarsıntılı olacak. Emniyet Kemerini bağla bence. | Open Subtitles | انظر، قد يكون هناك مطبات هوائية ربما عليك ربط حزام الأمان. |
Kemerini bağla. | Open Subtitles | ربط حزام الأمان |
Efendim, kemerlerinizi bağlamalısınız. | Open Subtitles | مضيفات: سيدي، تحتاج إلى ربط حزام الأمان الخاص بك. |
Kayaklardan biri pistin sonunda çarparak durdu. Kokpitin içini görebiliyordum. Troy kontrollerle uğraşıyor, elinin teki ile arakaya uzandı kokpitin üzerindeki bir anahtarı çevirdi ve o duvarda gördüğünüz "Kemerlerinizi bağlayın" yazısı yazdı. | TED | إحدى زحفات الطائرة قامت بقص إحدى التلال في نهاية المدرج، يمكنني أن اراها من مقصورة الطائرة، تروي يقاتل ليتحكم بالطائرة، ترك يداً، ووصل إلى الخلف، قام بتشغيل الأجنحه على سطح مقصورة الطائرة، ومن ثم يمكننك أن ترى إشارة ربط حزام الأمان. |
Kemerlerinizi bağlayın. | Open Subtitles | ربط حزام الأمان. |
Lütfen Kemerlerinizi bağlayın. | Open Subtitles | الرجاء منك ربط حزام الأمان |
Kemerini bağla! | Open Subtitles | ربط حزام الأمان! |
Efendim, kemerlerinizi bağlamalısınız. | Open Subtitles | سيدي،يجبّ عليك ربط حزام الأمان |