Belki de bu kıskançlıkla ilgilidir. O belki başka adamların karısıyla vakit geçirmiştir. | Open Subtitles | ربما هذا هو الشيء الغيرة انه مما يجعل الوقت مع زوجة رجل آخر |
Belki de bu yüzden, onlardan bana bunu unutturmasını istedim. | Open Subtitles | ربما هذا هو السبب الذي دفعني لأطلب منهم جعلي أنساه. |
Belki de bu iyi haberdir. Hakiki savaş gibisi var mı? | Open Subtitles | ربما هذا هو الخبر السار جيد بقدر قدرتك على القتال |
Şey, Belki de bu yüzden bir çift olamadık. | Open Subtitles | حسنا، ربما هذا هو السبب نحن لم تجعل من كزوجين. |
Fakat Belki bu itiraf etmek için ilgilendiğin bir fincan çayından daha fazlası. | Open Subtitles | ولكن ربما هذا هو أكثر الخاص كوب من الشاي من يهمك للاعتراف به. |
Clarice, Belki de o yüzden bir araya geldik bir çeşit kader uğruna.. | Open Subtitles | ... كلاريس ربما هذا هو السبب الذى جمعنا سويا نوعا ما من القدر |
Bak, sadece yarım öpücüktü, tamam mı? Belki de bu yüzden garip davranıyoruz. | Open Subtitles | أنظر, لقد كانت نصف قبلة ربما هذا هو السبب في تصرفنا بغرابه |
Belki de bu yüzden dünyaya hükmediyorsunuz. | Open Subtitles | ربما هذا هو السبب . . الذي مكنكم من حكم العـّالم |
Belki de bu sadece insanların satın alması için yapılan bir kapak. | Open Subtitles | ربما هذا هو الغلاف لجعل الناس يشترون الاصدار |
Belki de bu yüzden bunca zaman sürdü. | Open Subtitles | ربما هذا هو السبب الذي جعلنا نستمر قدر المستطاع |
Belki de bu yüzden onu çatı katında tutmak istediler. | Open Subtitles | ربما هذا هو السبب أنّهم محاصرون في تلك العلية |
Nathan Belki de bu yüzden eve kapanmıştır belki hayalet dadandığını hissetmeye başlamıştır. | Open Subtitles | ربما هذا هو السبب الذي بدأ من أجله يغلق على نفسه لأنه بدأ يشعر أنه مطارد |
Belki de bu duygu ve spontanity sana ihtiyacım var. sen neden bahsediyorsun? | Open Subtitles | ربما هذا هو التشويق والعفوية اللذان تحتاجين إليهما |
Onları sevdin, onları hoş gördün ve itiraf etmek istemiyorsun ama Belki de bu yüzden sınırı aştılar. | Open Subtitles | لقد أحببتهم ودللتهم وأنت لاتريد الإعتراف أنه ربما هذا هو السبب أنهم تجاوزا الحدود |
Belki de bu yüzden, benim bakış açım daha objektif olabilir. | Open Subtitles | ولكن ربما هذا هو السبب الأول لأوضح وجهه نظري |
Belki de bu yüzden senin hatanı kızın teki yakalamıştır. | Open Subtitles | ربما هذا هو السبب في أنه الأمر يتطلب فتاة للانتباه لما فاتك. |
Eh, Belki de bu onların cadılık saatidir. | Open Subtitles | حسنا , ربما هذا هو بيت الشعوذه الخاص بهم |
Belki de bu seçeneğe başvurmanın zamanı geldi. | Open Subtitles | ربما هذا هو الوقت للإطلاع على هذا الاختيار |
Belki de bu sebepten çocuğunuz olmuyordur. | Open Subtitles | .ربما هذا هو السبب في عدم حصولك على أطفال |
Ve eğer sonunda hala birbirimizden hoşlanıyorsak, o zaman Belki bu gerçek şeydir. | Open Subtitles | واذا لازلنا معجبين ببعضنا عند نهاية كل هذا ربما هذا هو الشي الحقيقي |
Belki bu yüzden "her işte bir hayır var" demem gerekmiştir. | Open Subtitles | ربما هذا هو السبب الذي يجعلني أقول بأن الأشياء تحدث لسبب، |
Belki de o, cinayetlere tahammül edemiyordur. | Open Subtitles | أو ربما هذا هو تعريف ذلك المصطلح، شخص لا يطيق القتل. |