Belki de beni en çok sevindiren bir diğer istatistik; çocuk ölümleri. | TED | الإحصائية الأخرى, ربما هي ما أُفضّل هي أن ننظر في وفيات الأطفال |
Yani Belki de ölmüştür. Ama sanmıyorum çünkü boşanma davası açmış. | Open Subtitles | ربما هي ميتة لكن لا اعتقد هذا والا لكانت اخبرت دورا |
Benim en iyi arkadaşım ve buranın batmamasının Belki de tek nedeni o. | Open Subtitles | إنّها صديقتي المُفربة ، و ربما هي السبب الوحيد لعدم إنهيار هذا المكان. |
Partiden tanıştığım. Belki o da Kutsal Ailedendir ve koroda söylüyordur. | Open Subtitles | ربما هي من عائلة دينية, و تغني في الجوقة |
- Belki kimseyle konusmak istemiyor. | Open Subtitles | وبعد ذلك ستعرفها حسنا ربما هي لا تريد ان تتحدث الي اي احد |
Biyoteknoloji Muhtemelen en güçlü ve en hızlı gelişen teknoloji sektörü. | TED | البيوتكنلوجيا ربما هي الأقوى وأسرع مجال تكنلوجي سرعة في النمو |
Evet. Belki de üstünde vajina resmi olan bir iç çamaşırı vardır. | Open Subtitles | أجل , ربما هي لديها ملابس داخلية عليها صورة فرج مطبوعة عليها. |
Belki de öyledir ama burada başka bir şeyden bahsediyoruz. | Open Subtitles | ربما هي كذلك ولكننا الآن نعقد إتفاق عن أمر آخر |
kişinin hizmetçisiyle arkadaş olması Belki de, kötü yola sapmasına neden olmuştur. | Open Subtitles | أن تكون صديقة لعشيقة أحدهم ربما هي الطريقة التي ضلّت بيها طريقها |
Belki de bu, yakın geçmişte en çok konuşulan polis şiddeti vakası. | Open Subtitles | ربما هي أشهر قضية سيئة السمعة لعنف الشرطة , في الأعوام الأخيرة |
Belki de bu sadece bir Ortadoğu kültürüdür ve zaman içinde İslam ile karıştırılmıştır. | TED | ربما هي ثقافة الشرق الاوسط اختلطت مع الدين الاسلامي |
Son bir veri türünden bahsedeceğim, Belki de en heyecan verici olanı. | TED | أحد آخر أنواع البيانات التي سأتحدث عنها، ربما هي الأكثر إثارة. |
Ve bu yüzden duymak üzere olduğunu bu müzik Belki de hayatınızda duyacağınız en önemli müzik olabilir. | TED | وبالتالي هذه الموسيقى التي سوف تسمعوها ربما هي أهم موسيقى ستسمعونها في حياتكم |
- Şey, Belki de o haklıdır. - Ne anlayamıyorum? | Open Subtitles | ـ حسنا اعتقد ربما هي على حق ـ اي شعور سأشعر به؟ |
Belki de içinde bulunmanız gereken türde bir hikayeydi. | Open Subtitles | ربما هي قصة من النوع الذي يجب أن تكوني حاضرة فيها |
- Öyle olmaz. - Olabilir. Belki o da işin içindedir. | Open Subtitles | لن يحدث ذلك - يمكن أن يحدث, ربما هي متورطة - |
Bir hemşire çağıralım, Belki o sana yardımcı olur. Tamam mı? | Open Subtitles | لنستدعي الممرضة ربما هي تستطيع مساعدتكِ, إتفقنا ؟ |
- Belki olay budur, belki yaşam bir resim değildir. | Open Subtitles | ربما هذا هو الأمر ربما الحياة ليست صورة ربما هي فيلم |
Muhtemelen geri gitmeye korkuyor. Belki de ona biraz moral destek vermeliyiz... | Open Subtitles | ربما هي خائفة من الرجوع الى هناك يمكننا ان نقدم لها الدعم المعنوى |
Son zamanlarda burada çok zaman geçiriyorsun, Belki bu yüzdendir. | Open Subtitles | كنت تقضي الكثير من الوقت هنا مؤخرا ربما هي السبب |
Tamam, Belki bir su bükücü ama o sadece size yardım etmeye çalıştı. | Open Subtitles | ربما هي مُسخرة ماء بالفعل و لكنها كانت تحاول مساعدتكم |
Belki senin için benden daha uygun biri... şu anda. | Open Subtitles | ربما هي ملائمة بشكل أفضل لك منّي في هذه اللحظة. |
Tamam, Belki onun da bir et parçası gibi sikilip, tek ihtiyacının o olduğunu söylemenle ilgili sıkıntısı vardır. | Open Subtitles | حسنا ربما هي لديها مشكلة ان تعامل كما لو انها لاشيئ بعد ان اخبرتها انها كل ما تحتاج اليه |
Louise bir kama olduğunu söylüyor, ama yalan söylüyor da olabilir. | Open Subtitles | لويز تقول إنه كان خنجر لكن ربما هي تكذب. |
Şey, Belki kadın parkta soyuldu. | Open Subtitles | حسنا , ربما هي كانت تسرق في المتنزه |