Ve içerideki adamını bize söylemeyerek bunu kanıtlamış oldu. | Open Subtitles | وتأكدت من ذلك من خلال عدم إخبارنا عن رجلها في الداخل |
Evet. Jake'e söyle, doktor Flicka için bacağını çalıştırmaya hazır dedi. | Open Subtitles | و اخبرى جيك ان الطبيب قال ان فليكا مستعدة لتدريب رجلها |
erkeğini çalan kadından intikam almak için yanıp tutuşuyordu. | Open Subtitles | خرافة دمها اللاتيني الساخن إلى انتقام الامرأة من سرق رجلها |
Kilise insanlarının yanında erkeği olmayan kadınlara karşı güvensizlikleri vardır. | Open Subtitles | رجـال الكنيسـة ، لديهـم طريقـة بأن لا يثقـوا بأي إمرأة ، يتغيب رجلها عن الحضور معها |
Sen, akşam erkeğinin giysileriyle takılacak bir tipsin. | Open Subtitles | أنتى من النوع الذى يحب تعليق ملابس رجلها من أجل الليله |
Ben hayatımın erkeğiyle 36 yaşımda tanıştım, o 24 yaşında tanıştı. | Open Subtitles | قابلت رجل حياتي و أنا 36، و قابلت رجلها فى 24. |
Onlar rahata kavuştuğunda, kadın erkeğine daha iyi hizmet eder. | Open Subtitles | عندما تكون مرتاحة فانها تكون بصحة جيدة واراهن انها تكون قادرة على خدمة رجلها |
Martha'nın Sevgilisi var. Hatta Tosh'un bile Tommy'si var. | Open Subtitles | ومارثا لديها رجلها ، وحتى توش كان لديها تومي |
Savaş sırasında bütün kadınlar erkeklerini böyle kapıda durdursa ne olurdu? | Open Subtitles | ماذا سيحدث لو حالت كل امرأة دون أن يخوض رجلها غمار الحرب؟ |
Onun adamını çaldığımı ve eğer azdıysam nalbura gitmemi söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت شي عني باني سرقت رجلها وشيء اخر عن ما اذا كنت مثاره فيتوجب علي الذهاب لمتجر الخردوات المنزلية |
# Ömrünü geçiriyor Memnun etmeye çalışarak adamını # | Open Subtitles | ♪ إنها تقضي حياتها في إرضاء رجلها ♪ |
Bu arada Lindsay, evsiz adamını bulmakta zorluk çekiyordu. | Open Subtitles | في هذه الأثناء كانت تواجه (لينزي) المتاعب في إيجاد رجلها المشرد |
Suyun altındaki bir şeyin bacağını çektiğini söylediler ama bunu yapacak bir şey yoktu. | Open Subtitles | لقد قالوا أنّ شيء ما قام بِــ شدّ رجلها من أعماق المياه ولكن، ليس هناك ما يمكنهُ فِـعل هذا |
Geçen yıl bebeğinizle ilgili yaşadıklarınızdan sonra bacağını kaybetti. | Open Subtitles | أنت تعلم مع كل ما حدث في العام الماضي معك ومع طفلكما إنها كمن بُترت رجلها |
Ne kolunu ne bacağını oynatabiliyor! | Open Subtitles | وهي لا تستطيع تحريك رجلها ولا يديها |
Leslie Rachel'ın onun erkeğini çaldığını düşündü, bu yüzden de onu öldürdü. | Open Subtitles | فكرت ليسلي بان راشيل كانت ستسرق منها رجلها و لذا قتلتها |
Adam iş için uzakta, kadınsa evde yapayalnız ve erkeğini özlüyor. | Open Subtitles | يكون هو مسافرًا للعمل، وهي وحيدة في المنزل، وتفتقد رجلها. |
Hayır, sadece erkeğini özleyen bir kadınım. | Open Subtitles | لا انا فقط امراة تشتاق الى رجلها |
Elbette kendini kaybetmiştir, erkeği olmadan üstesinden gelemez. | Open Subtitles | طبعاً هي بحالة هستيرية، فهي لا تستطيع مواجهة المصاعب دون رجلها |
erkeğinin de iyi olacağını biliyor. | Open Subtitles | وهي تعلم أن رجلها سيكون على مايرام فحسب |
İstediği tek şey aromalı yağlar ve erkeğiyle geçireceği zaman. | Open Subtitles | حول الشيء التي تريده أبداً معطر الزيت والكثير من الوقت مع رجلها |
erkeğine hakaret edecek kim olursa olsun onun canına okuyacak kızla birlikte. | Open Subtitles | مع الفتاه التى قد تقتل أى شخص يُهين رجلها |
Ona vakit kaybettirmeseydin muhtemelen kötü birisi yerine şu anda Sevgilisi ile birlikte olurdu. | Open Subtitles | إذا لم تأجيل لها، انها ستكون على الارجح قبالة الشد رجلها نزوة من قبل الآن. |
Suçlular parayı, kızlar erkeklerini takip etti. | Open Subtitles | كنت أعلم أن العصابة ستتبع نقودها وأن الفتيات ستتبع رجلها |
Onun erkeğiydi ama ona hep kötü davranıyordu... | Open Subtitles | وكان رجلها ولكن كان يفعل شي خاطئ لها |