| Bu senin için sağdıcım, Tokyo'ya gidiyoruz. | Open Subtitles | هذا لك يا رجلي المفضل .. سنذهب إلى طوكيو |
| - Ben evlenirim. Sen de sağdıcım olursun. | Open Subtitles | -سأتزوجها أنا يمكنك أن تكون رجلي المفضل. |
| Beni ona götür. sağdıcım sen olacaksın. | Open Subtitles | خذني اليها وستكون رجلي المفضل |
| Yani düğünde En iyi adamım sen olabilirsin. | Open Subtitles | يقصد ,أنه يجب عليك ان تكون رجلي المفضل في زواجي |
| En iyi adamım şu an biz konuşurken senaryo üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | لقد جعلت رجلي المفضل يعمل على السيناريو بينما نحن نتكلم |
| Harry sağdıcımdı. | Open Subtitles | هاري كان رجلي المفضل. |
| Ne de olsa sağdıcım. | Open Subtitles | هذا رجلي المفضل ، بعدكم |
| İşte benim sağdıcım. | Open Subtitles | هذا هو رجلي المفضل |
| Susan, bu benim sağdıcım, Steven. | Open Subtitles | (سوزان) ، هذا هو رجلي المفضل (ستيفن) |
| - sağdıcım sen değilsin. | Open Subtitles | - أنت لست رجلي المفضل . |
| - Ve sen de benim sağdıcım değilsin. | Open Subtitles | - و أنت لست رجلي المفضل . |
| En iyi adamım şu anda görüntüleri didik didik ediyor. | Open Subtitles | لدي رجلي المفضل يبحث خلال آثار الأقدام بينما نتحدث. |
| Bunu da En iyi adamım açıklayacak. | Open Subtitles | سأدع رجلي المفضل يشرح لكم |
| - Jeff, En iyi adamım sensin. | Open Subtitles | جيف) أنت رجلي المفضل) - أنا ماذا - |
| Kristin, o benim sağdıcımdı. | Open Subtitles | إنه رجلي المفضل "إشبين" |