| Adamın biri kendisi Mersedes'in arka koltuğundayken onu arabayla uçurmam için beni kiraladı. | Open Subtitles | رجلٌ ما استأجرني بالطيران إلى هنا لأعود بسيارته المرسيدس. |
| Adamın biri kot pantolon ve mini etek diyarına geliyor ve eve gitmemek için birdenbire bizi saçma sapan şeylerle doldurmaya çalışıyor. | Open Subtitles | رجلٌ ما يهبط في أرض البناطيل الزرقاء و التنانير القصيرة و سرعان ما يبدأون محاولة اعطائنا حفنة من الهراء |
| - Sana söyledim, Adamın biri geldi... - Evet, evet | Open Subtitles | ـ أخبرتك بذلك، أتى رجلٌ ما ـ أجل، أجل |
| Adamın biri. Birkaç gün önce gelmişti. | Open Subtitles | رجلٌ ما أتى منذ بضعة أيام |
| 100 sene önce hiç bilmediğim Bir adam, elinde çantayla çıkıp gelmiş. | Open Subtitles | أنه، منذ مئة عام، رجلٌ ما لم أقابله أبداً جاء إلى هذا البلد حاملاً حقيبة، |
| Adamın biri herhalde. | Open Subtitles | رجلٌ ما , على ما أعتقد |
| Evet, milyon dolarları olan Adamın biri tanıdıklarını kullandı ve Rosemary de çocuklara kitap okuyacak. | Open Subtitles | نـعم ، رجلٌ ما بملايين الدولارات سحبتُ بـعضَ الروابط و (روزماري) ، تقرأ للأطفال |
| Adamın biri arabayla bizi yoldan çıkardı. | Open Subtitles | رجلٌ ما أخرجنا من الطريق |
| senin ofisinde Adamın biri vardı. | Open Subtitles | هناك رجلٌ ما في مكتبك. |
| - Bir kitaptaki Adamın biri. | Open Subtitles | - رجلٌ ما في كتابٍ ما |
| "Bir zamanlar Adamın biri sikilmiş." | Open Subtitles | "ذات يوم، ضُوجِع رجلٌ ما". |
| Bu sırada, Bir adam dibe vurmak üzereydi. | Open Subtitles | رجلٌ ما وصل إلى أعلى درجات الإنحطاط |
| Bir adam bana demişti ki Vatikan'da uzaylı yaşamına dair kanıtlar var. | Open Subtitles | (رجلٌ ما أخبرني، بأن كنيسة الـ (فاتيكان تملك دليلًا عن الحياة الفضائية. |
| Ben uyurken Bir adam kapımı tekmeledi. | Open Subtitles | رجلٌ ما كان يركل الباب بينما كنت نائما |