eve gittiğimde Öyle bir adamı bulsaydım, zamanımı... iş konuşarak harcamazdım. | Open Subtitles | إذا يمكنني العوده للمنزل الى رجل مثل هذا لن أضيع وقتي اتجادل حول العمل |
Öyle bir adamı üç şeyle karşı karşıya bırakarak yenebilirsin. | Open Subtitles | لتتمكّن من التغلب على رجل مثل هذا سوف تحتاج لثلاثة أشياء |
Öyle bir adamı kelimeler durduramaz. | Open Subtitles | رجل مثل هذا .الكلمات لن توقفهُ |
Öyle bir adam her şeyi hak eder. | Open Subtitles | رجل مثل هذا يستحق كل ما يحدث له |
Öyle bir adam önceden plan yapmaz. | Open Subtitles | ولكن لا يمكن أن نتوقع رجل مثل هذا خطط لجعل شهر مقدما . |
Eğer öyle olsaydı,Başkan, böyle bir adam yüzünden uçağına döner ve evine gidiyor olurdu. | Open Subtitles | إن كانت كذلك, فإن الرئيس سيعود أدراجه.. بسبب وجود رجل مثل هذا. |
böyle bir adam bir sonraki işini yapabilmek için gözünü kırpmadan adam öldürebilir. | Open Subtitles | رجل مثل هذا قد يكون مُستعدًا للقتل لتحقيق مكسبه التالي. |
böyle bir adamla takılırken insan kendini gösteriş yapıyor gibi hissediyor. | Open Subtitles | أنتَ تعلم، تواجدي بالقرب من رجل مثل هذا. لم أرغب بالتباهي. |
Annemin neden böyle bir adamla birlikte olduğunun mantıklı bir açıklaması yoktu. | Open Subtitles | لا يوجد سبب مقنع يمنع بقاء أمي مع رجل مثل هذا |
- Öyle bir adam... - Öyle bir adamım var. | Open Subtitles | رجل مثل هذا أنا لدى هذا الرجل |
Eğer gerçekten böyle bir adam varsa çok büyük sorunlar ortaya çıkabilir. | Open Subtitles | إذا ... إذا كان هناك رجل مثل هذا يصبح الأمر مشكلة سيئة جدا |
David Ershon. böyle bir adam için çok iyi hazırlanmış. | Open Subtitles | انه ( دايفيد اورشون )ِ ماذا قد يفعلوا مع رجل مثل هذا ؟ |