O burada, çünkü ona borcum var ve gitmeden önce ödemek istedim. | Open Subtitles | إنها هنا لأنني مدين لها بالمال وعلي أن أدفع لها قبل رحيلي |
gitmemi istiyorsan, tabakları bahane etme. | Open Subtitles | إذا كنت تريد رحيلي لا تختلق أسباباً للخلاف |
Ben gittikten sonra takip etmeyi bırakmışsın. | Open Subtitles | أظن أنكم توقفتم عن الانتباه لهذا منذ رحيلي |
Nihayet hastane Gitme zamanımın geldiğine karar verdi. | TED | وفي النهاية ، قررت المستشفى أن وقت رحيلي قد حان. |
ayrılmadan önce seni görmeliydim, çünkü sana öyle haberlerim vardı ki. | Open Subtitles | كان علي رؤيتك قبل رحيلي لأنه لدي أخبار لك |
Hadi, Kabul edin, Gittiğim için mutlusunuz. -Clark.... | Open Subtitles | يمكنك الإعتراف بهذا أنتما أسعد بسبب رحيلي |
Eğer ben gidince polisler gelirse, kamyonu yazının olduğu yana doğru yatırın. | Open Subtitles | اذا جائت الشرطه اثناء رحيلي ضعها على الجنب الاخر |
Ben gitmeden önce durup, mahcup olabileceğim bazı aptalca şeyler yaptım. | Open Subtitles | سجنت قبل رحيلي, وفعلت بعض الأمور الحمقاء قد اخجل منه |
Biz gitmeden, uçalım bir yerlere. | Open Subtitles | نزوة عظيمة قبل رحيلي أنا وجورج إلى كاليفورنيا. |
O burada. Çünkü ona borcum vardı ve gitmeden önce borcumu ödemek istedim. | Open Subtitles | إنها هنا لأنني مدين لها بالمال وعلي أن أدفع لها قبل رحيلي |
Emily, gitmemi ve bize daha sonra yazın katılabileceğini söyledikten sonra bunu epey düşündüm. | Open Subtitles | إيميلي ، حينما ذكرتِ رحيلي وانضمامكِ إلينا في الصيف أخذت أفكر كثيراً في هذا الأمر |
Eğer gitmemi ya da yakalanmamı istemiyorsan acilen ona ödeme yapmamız gerekiyor. | Open Subtitles | إذا كنتِ لاترغبين في رحيلي أو القبض علي فيجب أن ندفع له المال فوراً |
Bir çok arkadaş edinin ve kızlara karşı kibar olun çünkü onlar ben gittikten sonra sizin için gerçekten çok önemli olacaklar. | Open Subtitles | أريدكم أن تصنعوا الكثير من الصداقات و كونوا لطفاء مع البنات لأنهم سيكونوا ذوات أهمية بعد رحيلي |
gittikten sonra tek bilmek istediğim onun etrafında güvenilir, dürüst ve kaliteli insanlar olacağı. | Open Subtitles | و الشيء الوحيد الذي اُريد التأكد منهُ بعد رحيلي هو أن تكون محاطة بناسٍ جديرين بالثقة صادقين و لطفاء |
Hep de seveceğim... ama korkarım, Gitme vaktim geldi. | Open Subtitles | ودائما سوف احبك لكنني خائف لقد حان وقت رحيلي |
Kaçıp Gitme şevkime rağmen kampta ne zaman yürüsem yüreğim hoplardı ve küçük bir parçam yaklaşan kaçışımdan pişmanlık duyardı. | Open Subtitles | برغم من أنني مُتحمسة على الرحيل تزداد ضربات قلبي كُلما ذهبت إلى المُخيم وجزء مني مُتأسف على رحيلي الوشيك |
Evdeki her şeyi düzenlediğime inanıyorum ama ayrılmadan önce mutfağın döşemesiyle ilgilenemedim. | Open Subtitles | أظن أني رتبت كل الأمور ببيتي، ولكني نادم أني لم أستطع تصليح أرضية المطبخ قبل رحيلي |
Gittiğim son gece buraya gelmiştim ama kapının önünde vedalaşmak istemedim. | Open Subtitles | أتعرف أتيت إلي هنا ليلة رحيلي ولكني لم أستطع تخطي الباب الآمامي |
Ben gidince kapıyı kilitlemeyi unutma. | Open Subtitles | إحرص على إقفال الباب بعد رحيلي |
Benim gittiğimi öğrenirlerse çalışıp ekinleri kurtarabilirler. Senden başka kimseyi sevmedim, sağlıcakla kal, Kate. | Open Subtitles | ربما انه بمجرد رحيلي, يبدأون بالعمل ويحافظون على القمح, |
Ben yokken birlikte biraz zaman geçirmenizin hoş olabileceğini düşündü. | Open Subtitles | قال أنه من اللطيف أن تتنزّها أثناء رحيلي |
- Gitmemin sebebinin bu olmadığını biliyorsun. - Biliyorum, biliyorum. | Open Subtitles | ـ تعرف أن هذا ليس سبب رحيلي ـ أعلم، أعلم |
Kocam ve çocuğum, ben öldükten uzun yıllar sonra birlikte olmaya devam edecekler. | Open Subtitles | زوجي و طفلي سيعيشان فترة طويلة بعد رحيلي |
Eğer birbirimizi daha iyi tanısaydık, ayrılmamın bir anlamı olurdu. Evet. | Open Subtitles | إن كنا عرفنا بعضنا البعض بشكل أفضل لترك رحيلي أثراً حقيقياً |
Ben de gelmek isterdim ama aniden Ayrılmam isteyeceğimden çok dikkat çeker. | Open Subtitles | بقدررغبتيان آتيمعك , إلا انني أخشي من أن رحيلي المفاجئ عن هنا, قد يُلفت الأنتباه... |
Peki, söyle bana. Ben gittiğimden beri eğlendin mi? | Open Subtitles | أخبريني إذن ، هل تستمتعين بالأمر مذ رحيلي ؟ |
İnsanı baştan çıkarıyordu, orayı terk etmemin bir nedeni de buydu. | Open Subtitles | كان الأمر مغري, وهذا كان أحد أسباب رحيلي. |