| Hubert Barthoomew Smith adına bir ehliyet var elimizde. | Open Subtitles | لدينا رخصه تعود الى هبورت بارثوليمو سميث ، صوره لطيفه |
| ehliyet ve sosyal güvenlik numaram... her şey. | Open Subtitles | رخصه القياده رقم الضمان الأجتماعى كل شىء |
| Hatta öğrenci Ehliyetim bile yok. | Open Subtitles | ليس لدى حتى رخصه علام |
| - Ama ehliyetsiz sürmene izin veremem. | Open Subtitles | لكن لا يمكنني ان ادعك تقود بدون رخصه |
| Umarım ruhsat olmadan açılış yapmayı düşünmüyorsundur. | Open Subtitles | أنا بجد آمل أنك لاتفكر بأفتتاح ناديك بدون رخصه |
| VE ticari uçuş görevlisi olarak ICC ruhsatı taşımaya uygun değil. | Open Subtitles | قد تصرف بشكل مشبوة مما يجعلها غير مؤهله لحمل رخصه ضابط طيران تجارى |
| İkinci yapacağın, hayatının geri kalanında onun başka erkeklerin aletlerini yediğinin belgesi olacak. | Open Subtitles | في لحظه أنت فعلت رخصه لها لتجد فرصه لإلتهام ذكور رجال آخرين لبقية حياتك |
| ehliyeti olan her salak işe yarar. | Open Subtitles | أى أحمق لديه رخصه قياده يمكنه أن يقوم بهذا |
| ehliyetini almak üzere olan küçük kız önümüzdeki 100 yıl içinde otoparktaki arabalardan birini kullanmak isteyebilir. | Open Subtitles | ؟ البنت الصغنطوطه الي على وشك تطلع رخصه قيادة الي ممكن انه تبي تسوق وحده من هالسيارات |
| Diyorum ki, milleti yasal olarak açıkça soymak için lisansları var. | Open Subtitles | أعنى ,انهم هنا لديهم رخصه ..... ليسرقو من عامه الناس ويكون كل شىئ قانونى وصحيح ولكن هل هذا كافى؟ |
| Wanda bir olay yaratıyor ve heceleme yarışmasının ya da ehliyet alışımın içine ediyor. | Open Subtitles | واندا تعمل مشهد وانا ينتهي بي الحال بعمل واخذ رخصه للقياده |
| Son beş yıl içerisinde ehliyet falan almamış. | Open Subtitles | كان هناك شيء آخر غريب هو لم يحصل على رخصه من 5 سنوات |
| Ve birinin ehliyet bilgilerini çaldığını düşünüyorsunuz. | Open Subtitles | و أنتى تعتقدى أن شخص ما هناك قام بأخذ بيانات رخصه السياره |
| Bir de bu hafta sonu seni ehliyet sınavına götürecektim. | Open Subtitles | نحن في الواقع تكلمنه في هذا يجب ان تحصل على رخصه قيادة في نهاية هذا الاسبوع. |
| ehliyet aldın, hafta içinde geceleri arabayla gezme izni almadın. | Open Subtitles | موب رخصه تسكع ودوران عند المدارس بالليل |
| Ehliyetim olmadan dövüştüğüm için mi? | Open Subtitles | هل فعلت شيئ بدون رخصه ؟ |
| Ehliyetim bile yok! | Open Subtitles | ليست لدي حتى رخصه قياده ! 1375 00: 58: |
| Benim Ehliyetim bile yok. | Open Subtitles | لا أملك رخصه قياده |
| Babaannenin arabasını ehliyetsiz kullanıyorsun. | Open Subtitles | بسيارة جدتك انت تقود بلا رخصه |
| ehliyetsiz olarak... | Open Subtitles | بدون رخصه |
| Bunu yapmak için ruhsat alabileceğini sanmam. | Open Subtitles | حقيقتا أشك أنهم يعطون رخصه لفعل هذا |
| Önce arabama saldırdı sonra da görünüşe göre şüpheli bir içki ruhsatı ile işletilen Grey Gull'a geldi. | Open Subtitles | و من ثم هاجمت حانة النورس الرمادي و التي يبدو أنها تخضع للتحقيق حول عدم أمتلاك رخصه |
| Sürücü belgesi, pasaport, Florida'daki evin anahtarları bende. | Open Subtitles | لقد حصلتُ على رخصه قياده،جوازات سفر،مفاتيح لمنزل فى "فلوريدا" |
| - ehliyeti varsa parmak izlerini kontrol edebilirler. | Open Subtitles | إذا لديها رخصه,بأمكانهم التحقق من بصماتها |
| Bir kişinin ehliyetini ve idrar örneğini ele geçirirsen, bulamayacağın şey yok. | Open Subtitles | بمجرد انك تحصل علي رخصه شخص و عينه بول,تحصل علي أي شيء-معلومات |
| Diyorum ki, milleti yasal olarak açıkça soymak için lisansları var. | Open Subtitles | أعنى ,انهم هنا لديهم رخصه ..... ليسرقو من عامه الناس ويكون كل شىئ قانونى وصحيح ولكن هل هذا كافى؟ |