Bak, toprak yumuşak ve gevşek, sanki aceleyle ayrılmışlar gibi. | Open Subtitles | لكن , أترى , التراب ما زال طرياً و رخو كأنهم قاموا بالتعجيل بشكل سريع |
Emniyet kemeri gevşek. | Open Subtitles | حزام الأمان رخو |
Yani kemerleri bilerek gevşek bırakıyorsunuz. | Open Subtitles | إذا تترك الحزام رخو عن قصد؟ |
Bak, babam duygusuz, adi bir o.ospu çocuğudur ve de benim yumuşak, zayıf biri olduğumu ve bu tip bir iş için pek de uygun bir kumaş olmadığımı düşünür. | Open Subtitles | انظر ، إن أبى شخص وضيع و حقير و غير مبال و يعتقد أننى رخو و ضعيف و لست من النوعية التى يمكنها الإضطلاع بمثل تلك الأعمال |
Bağışıklık sistemi sıralama ... yumuşak dokuda bunları içerir. | Open Subtitles | قام الجهاز المناعى بنوع من احتواءهم داخل نسيج رخو |
Mümkün olan her açıdan kızı çekmeye çalışsınlar. Teoriye göre kemerin gevşek olması sayesinde Pickens kızı çekip aldı. | Open Subtitles | حسناً,بناءاً على نظريتنا (حزام مقعد رخو مَكّن (بيكنز |
Hayır, hayır, hâlâ gevşek. Saçmalık! | Open Subtitles | لا,لا, مازال رخو تبًا |
Yeterince gevşek görünüyor. | Open Subtitles | تبدو رخو قليلاً. |
Kesinlikle gevşek bir tuğla. | Open Subtitles | -إنها طابوقة هشّة رخو |
gevşek güvenlik. | Open Subtitles | أمن رخو. |
Peki , yumuşak doku değil sadece bulunuyor. Bu , Charlie kemikleşmiş oluyor . | Open Subtitles | حسنا,هى ليست فقط نسيج رخو انها متصلبه ,تشارلى |
yumuşak yapında bir damakları olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم أن هناك ذقن رخو |