İşten döndüğünde yatana kadar ucuz, dandik içkisini içerdi. | Open Subtitles | ،بعد عودة والده من العمل" "كان يحتسي خمرًا رخيصًا ثم ينام |
ucuz çelik kullandılar. | Open Subtitles | كانوا يستخدمون معدنًا رخيصًا |
ucuz çelik kullandılar. | Open Subtitles | كانوا يستخدمون معدنًا رخيصًا |
Kensington, Waldorf, bu lokanta ucuz yerler değil. | Open Subtitles | فندق (كينسينغتون) و (والدورف) و الآن هذا المطعم لا يبدو هذا رخيصًا |
- olamaz mısın? Uçak yaptırmak ucuz değil. | Open Subtitles | بناء الطائرة ليس رخيصًا. |
Onları satın almak ucuz değildi. | Open Subtitles | الدفع لهم لمْ يكن رخيصًا. |
Bu da hiç ucuz değil. | Open Subtitles | و هذا ليس رخيصًا |
"Topaz-- Daima daha az pahalı, asla ucuz değil." | Open Subtitles | "توباز)، دائمًا رخيصًا)، لا بخيلًا." |
Earl ben ucuz değilim. | Open Subtitles | حسنٌ يا (إيرل)، أنا لست رخيصًا. |