Apartmanında çok güzel bir ressam oturuyor ama ona çıkma teklif etmedin. | Open Subtitles | رسامة جميلة تعيش في بنايتك وأنت لم تدعها للخروج مطلقاً لماذا ؟ |
Ve bu Amy Ng, magazin editörü aynı zamanda ressam, girişimci, öğretmen ve yaratıcı bir yönetmen. | TED | وهذه آمي نج، محررة بمجلة تحولت إلى رسامة ورائدة أعمال، ومعلمة ومخرجة إبداعية. |
Birinci Dünya Savaşı'nda bir ressam yaşamış. | Open Subtitles | كانت تسكن هنا رسامة خلال الحرب العالمية الأولي. |
Eğer gerçek bir ressamsan, resim yapmadan yaşayamazsın. | Open Subtitles | إذا كنت رسامة حقيقية فستستمرين بالرسم لأنك لن تستطيعي العيش بدون الرسم سترسمين حتى تموتي ,حسنا؟ |
Bir sanatçı olmak gerçekten basit olmalı. | Open Subtitles | لابد ان كونك رسامة هو شيء سهل جداً عذرا ؟ |
Annen bir ressamdı. | Open Subtitles | كلا، والدتي كانت رسامة. |
Flütçü olmak istiyorum çömlekçi olmak istiyorum, ressam olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أكون عازفة في نهاية الأسبوع خازفة, رسامة |
- Çok iyi bir ressam olmak istiyor. | Open Subtitles | إنها تريد أن تصبح رسامة متميزة لا تكوني خجولة |
Kader. Zavallı adam benim bir gün meşhur bir ressam olacağıma inanırdı. | Open Subtitles | إنه القدر، المسكين كان يعتقد أني سأصبح رسامة شهيرة يوما ما |
Ünlü bir ressam olunca insanlar o resimlere bakmak için bana para ödeyecekler. | Open Subtitles | عندما تصبح رسامة مشهورة فالكل يتطلع إلى رؤية تلك الرسومات |
Çok yetenekli bir ressam. Sanat akademisine gitmek istiyor. | Open Subtitles | هي رسامة ممتازة وتريد ان تلتحق باكاديمية الفنون |
Manzara ressamı olmamama rağmen boyalarımı aldım, ama zaten ressam değildim, hiçbir zorunluluğum veya beklentim yoktu. Böylece umursamaz ve özgür olabildim. | TED | أخذت رسوماتي، ولم أكن رسامة للطبيعة، لكنني لم أكن فعلا أي نوعٍ من الرسامين على الإطلاق، لذا لم يكن لدي أي ارتباطات أو توقعات، والذي مكنني من أن أكون مجازفة وحرة. |
Ama ressam olmak için her şeyi yapacağım | Open Subtitles | ولكن يجب أن أحاول جاهدة لأصبح رسامة |
- Senin bir de ressam falan olduğunu öğrenmek istemiyorum. - Peyton. | Open Subtitles | و لا أريد أن أكتشف أنك رسامة أيضاً |
Düğününüzü iptal ederek sırf ressam olabilmek için San Francisco'ya gitti. | Open Subtitles | حسناً لقد ألغت زفافكما (و هجرتك لتكون رسامة فى (سان فرانسيسكو |
Öğretmen, ressam, benim akıl hocam. | Open Subtitles | معلمة , رسامة , مرشدتي الروحية |
Asla senin gerçek bir ressam olmadığını söylemedim tatlım. | Open Subtitles | حبيبتي ، لم أقل أنك لست رسامة حقيقية |
ressam olmak için yapmamış, öylesine yapmış. | Open Subtitles | لم ترغب ان تكون رسامة لقد فعلتها هكذا. |
Annen hep senin bir ressam olacağını düşünürdü. | Open Subtitles | لطالما ظنت والدتك أنكِ ستصبحين رسامة |
Biliyorum ama insanlar resim yapıp yapmadığımı sorduğunda ne cevap vereceğimi bilemiyorum. "Bu benim resmim" deme gururuna haiz olmak çok hoş olurdu. | Open Subtitles | أدري، ولكن الناس يسألونني إن كنت رسامة ولا أعرف كيف أجيبهم وأظن سيكون جيّدًا إن رديت عليهم وقلت لهم هذه من إبداعتي |
Annesi onu bir başına büyütmüş çocukluğu East Riverside'da geçmiş yarı Latin, bir sanatçı. | Open Subtitles | لقد تم تربيتها من قبل ام منفصلة، لقد كبرت في شرق ريفيرسايد، هي من جزء لاتيني، هي رسامة. |
Annem ressamdı. | Open Subtitles | أمي كانت رسامة |
Kendisi çok iyi bir ressamdır. | Open Subtitles | إنها رسامة متميزة |