"رغلان" - Translation from Arabic to Turkish

• Raglan

Ben de komşularla konuştum. Raglan dulmuş. Bulduğum kadarıyla ailesinden yakın biri yok.
قد تحدّثتُ إلى الجيران كان (رغلان) أرملاً، ولم أتكّن من العثور على أقرباء

Raglan Cinayet Masasında dört sene çalıştı. Ve Simmons'ın mezara gönderdiği insanlar biliyorum.
عمل (رغلان) بقسم جرائم القتل لمدّة أربع سنوات وأعرف أنّ (سيمونز) يتحكّم بالناس

Bana annemin ölümüyle ilgili bilmediğim bir şey söyleyin, Dedektif Raglan.
أخبرني ما لا أعرفه حول جريمة قتل أمّي، أيّها المحقق (رغلان)

Raglan ve McCallister'ın eski tutuklama raporlarını tekrar gözden geçirdik. Haklıymışsın.
إذاً تحققنا من جميع سجلاّت الإعتقال الخاصّة بـ(رغلان) و(مكاليستر)، وكنتِ محقّة

Raglan'ı öldüren adamı nasıl yakalarım diye düşünmek yerine O'nun bana ölmeden önce anlatacağı şey neydi diye düşünüyorsun.
أنتِ تفكّرين، بما كان سيخبرني به (رغلان) قبل وفاته عندما يجب أن تفكّري بكيفيّة القبض على قاتله

Efendim, Raglan öldürüldü çünkü bana annemin davasıyla ilgili bir şey anlatacaktı.
سيّدي، لقد قتل (رغلان) لأنّه كان سيخبرني شيئا حول قضيّة أمّي

Ryan bahse girerim, Raglan'ın katili O'nu buraya kadar takip etmiştir...
(ريان)، أراهن أنّ قاتل (رغلان) قد تتبّعه إلى هنا أيمكنك التحقيق مع جيرانه

Raglan bize 19 yıl önce yaşanan bir şeyi anlatmaya başlıyordu.
-كان (رغلان) سيخبرنا عن شيء حدث قبل 19 عاماً

Ama anlayamıyorum. Raglan siz mesleğe başladığınızda emekli olmuştu.
لكنني لا أفهم، كان (رغلان) متقاعداً قبل أن تدخلي بسلك العمل

Raglan üzerinde çalıştığım eski bir davada bana yardım ediyordu.
كان (رغلان) يساعدني بقضيّة معلّقة كنت أعمل عليها

Bak, Raglan bu davanın 19 yıl önce yaptığı bir şeyle ilgisinin olduğunu düşünüyordu.
إسمع، يبدو أنّ (رغلان) يعتقد أنّ القضيّة لها علاقة بشيء فعله قبل 19 عاماً

John Raglan bir melek değildi, ve New York o zamanlar daha farklı bir şehirdi, ve size burada anlatmaya çalıştığım şey, ve yumuşak kalplilik dışarıda işe yaramıyordu.
لم يكن (جون رغلان) ملاك وكانت "نيويورك" مدينة مختلف آنذاك وأنا هنا لأقول لكِ، الحذر الشديد لم يكن ينهي العمل سريعاً

Raglan'ın hatırasını lekelemeye çalışmıyorum. O'nun katilini bulmaya çalışıyorum.
أنا لا أسعى لتشويه ذكرى (رغلان) أنا أحاول العثور على قاتله

Raglan bu suikasttaki rolünü açıklamakla tehdit edene kadar, ve Simmons O'nu susturdu.
حتّى يهدد (رغلان) بكشف دوره في المؤامرة وقام (سيمونز) بإسكاته

Ve sen köpeğin cinayet dedektifi John Raglan'a bunların üstünü kapattırdın.
وكان بيدكَ الحيوان الأليف المحقق (جون رغلان) ليدفنهم

Elimizde O'nu Raglan'ın veya annenin cinayetine bağlayabilecek hiçbir şey yok.
ليس لدينا أيّ شيء لإتّهامه بجريمة قتل (رغلان) أو أمّكِ.

Şu andan itibaren, Raglan cinayeti soruşturmasını siz yürüteceksiniz
إعتباراً من هذه اللحظة، أنتما المتولّيان قضيّة قتل (رغلان)

Diyor ki ben ikinizi de trafik bölümüne yollamadan önce, kıçınızı kaldırıp gidin ve Raglan'ın cinayetini çözün
تقول أخرجا من هنا، وقوما بحلّ جريمة قتل (رغلان)، قبل أن أعيدكما إلى تنظيم حركة المرور

Montgomery bizi Raglan cinayetinden aldı.
قام (مونتغمري) بتهميشنا من جريمة قتل (رغلان)

Raglan'ın kafede şu 19 yıl önce dönen şeyler hakkında söylediklerini hatırlıyor musun?
هل تتذكّرين ما قاله (رغلان) في المقهى أنّ هذا له علاقة بشيء حدث قبل 19 عاماً؟