"رفضها" - Translation from Arabic to Turkish

    • reddedildi
        
    • reddetti
        
    • reddetmesi
        
    • reddedilecek
        
    • kabul
        
    • reddettiğini
        
    • reddedildiğini
        
    • reddedilir
        
    • Reddederse
        
    • geri çevirdi
        
    • reddedilmişti
        
    • geri çevirmiş
        
    • hoşnutsuzluğu bir
        
    "Yuva yıkıcı" trajik bir şekilde yalancılar veliahtı tarafından reddedildi. Open Subtitles مدمرة المنازل تم رفضها بقسوة من قبل وريث عرش الخونة
    Jüri'ye söyler misiniz, dosyalanan onbir bin küsür sigortadan, kaç tanesi reddedildi? Open Subtitles هل يمكنك إخبار هيئة المحلفين كم من البواليص تم رفضها من ال11,000 بوليصة؟
    Yalanları ve geçmişi yüzünden onu reddetti, evden attı. Open Subtitles رفضها لأكاذيبها ولماضيها بعد ذلك نفاها من مقاطعته
    Niles'ın reddetti bir davet olamaz, değ l mi? Open Subtitles هذه لن تكون نفس الدعوه التي رفضها نايلز لتوه أليس كذلك؟
    "Akıl hastanesine yatırılmamı reddetmesi ve bana bakması hayatımı kesinlikle kurtardı." Open Subtitles رفضها إرسالي إلى مصحة و اعتنائها بي بنفسها أنقذ حياتي بالتأكيد
    Gözetim altında olmak hiç düşünmeden reddedilecek bir fikir değil. Open Subtitles الرقابة فكرة لا يمكن رفضها بشكل كلي
    Ancak onun fikirleri de pek kabul görmüyor. Open Subtitles و لكن افكاره على اية حال تم رفضها على اساس انها غير منطقية
    Beslenme ve kanserle alakalı konuşmak için yapacağım röportajımı neden reddettiğini soran birçok e-posta yolladıktan sonra bana cevap vermeyi toptan bıraktı. Open Subtitles بعد عدّة إيميلات تتساءل عن سبب رفضها مقابلتي فقط للتحدّث عن نمط الغذاء والسرطان، توقّفت عن الإجابة بالكامل.
    İşte bu noktada yeni oturma izni isteğinizin reddedildiğini söylüyorum. Open Subtitles هذه هى اللحظة التى اخبرك فيها ان تأشيرة اقامتك تم رفضها.
    Bu sabah kredi kartımızı kullanmayı denedim ama reddedildi. Open Subtitles حاولت استخدام بطاقة الائتمان هذا الصباح وقد تم رفضها
    Mümkün olduğunca çok başvuru yaptım ve hepsi reddedildi. Open Subtitles لقد تقدمت بكل إلتماس ممكن، وتم رفضها جميعاً.
    Her neyse, kredi kartım reddedildi ve sebebini öğrenmek istiyorum. Open Subtitles على كل حال بطاقتي الإتمانية تم رفضها و أريد أن أعرف لما
    Babanın fikirler tüm meslektaşları tarafından reddedildi. Open Subtitles معتقدات والدك تم رفضها من قبل كل واحد من أقرانه
    Ama yaratık onu reddetti çünkü çoktan bozulmuştu, değil mi? Open Subtitles لكنه رفضها لانها لم تكن عذراء, اليس كذلك؟
    Kız buna yeşil ışık yaktı ama bizimki reddetti. Open Subtitles لقد كانت معجبه به جداً.. ولكنه رفضها زوي؟
    Peki, neden ayrılmak için ona fırsat verdiğinizde bunu reddetti? Open Subtitles لماذا إذًا عندما قدمت له فرصة ليستقيل رفضها ؟
    "Akıl hastanesine yatırılmamı reddetmesi ve bana bakması hayatımı kesinlikle kurtardı." Open Subtitles رفضها إرسالي إلى مصحة و اعتنائها بي بنفسها أنقذ حياتي بالتأكيد
    Elbette başvurular reddedilecek. Open Subtitles و لكن الطلبات سيتم رفضها بالطبع
    kabul edilmiş gerçekliğe uygun olmasına rağmen doğruluğu ispatlanamamış matematik formülleri vardır. Open Subtitles لا يمكن رفضها أو دحضها انطلاقا من مسلّمة
    - Onu reddettiğini sanıyordum. Open Subtitles أوه ، كنت اعتقد انه رفضها مؤخرا
    Böylelikle Lee Kyung Wan adına yapılan tutuklamanın reddedildiğini bildiriyorum. Open Subtitles بهذا .. مذكرة التوقيف الخاصه بعضو المجلس لى كيونج وان قد تم رفضها
    Fazla umutlanmayın. Temyiz başvurularının %95'i ilk celsede reddedilir. Open Subtitles خمس و تسعون فى المئه من تلك القضايا يتم رفضها
    Teknede ona daha çok para önereceğim. Reddederse, arkadaşına öneririm. Open Subtitles ما ان نصل الى القارب حتى اعطيه النقود وان رفضها فسأعرضها على صديقه
    Bugün Jerry'e canlı olma fırsatı geldi ama o bunu geri çevirdi. Open Subtitles جيري تلقى دعوة لينعم بالحياة اليوم لكنه رفضها
    Babanın fikirleri meslektaşlarının her biri tarafından reddedilmişti. Open Subtitles معتقدات والدك تم رفضها من قِبل كل واحد من أقرانه
    Chad buradayken ona asıImış ama onu geri çevirmiş. Open Subtitles لقد تغزلت بـ تشاد عندما كان هنا لكنه رفضها
    Sanırım hoşnutsuzluğu bir maskenin arkasında kalacağı için şanslıyız. Open Subtitles حسنا ، أعتقد أننا محظوظين أن رفضها سيختفي خلف القناع

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more