Şimdi, bütün bu topluluklardan hücre örnekleri aldığımızı ve bunları çiplere yerleştirdiğimizi hayal edin. "çip üstünde toplum" yaptığımızı düşünün. | TED | تخيّلوا لو استطعنا أخذ خلايا من مختلف الشعوب وضعها في رقاقات و إحداث شعوب في الرقاقات. |
Elektriği kontrol edebilen bir adamı bulmak için güvercinlere çip yerleştiriyoruz. | Open Subtitles | سنضع رقاقات لتحديد المواقع على الحمام لنبحث عن رجل يستطيع التحكم بالكهرباء؟ |
İşlemciler artık bilgisayar çipleri kullanıyorlar. Hile kapanını programlamanız gerekecek. | Open Subtitles | بعض المبرمجون يصنعون رقاقات ذكية ومن ثم تبرمج ثغرة خلفية |
- Beni haklı çıkarttığın için sağol. - çipler nerede? | Open Subtitles | ـ شكراً على إثباتك وجهة نظري ـ أين رقاقات التوجيه؟ |
Burası o kadar temiz ki bilgisayar çipi üretebilirsin. | Open Subtitles | هذا المكان نظيفة جدا أنت يمكن أن تبني رقاقات الحاسوب. |
Biraz cips fena olmazdı. | Open Subtitles | لا شيء , بعض رقاقات البطاطس سيكون رائعاً بأيّ نكهة ؟ |
Sen o cipsi alınca, geriye cipssiz, bir ısırık sandviç kalacak. | Open Subtitles | لم يبقَ لي سوى الشطيرة بدون رقاقات هذا جنونيّ عزيزي |
Bunlar sadece çip değil aynı zamanda uzaylı nano-teknolojisi. | Open Subtitles | إنها ليست مجرد رقاقات إنها نوع من أنواع تقنية الناتو الخاصة بالفضائيين |
Radyasyon taraması için çip verdim. | Open Subtitles | أعطيتهم رقاقات ليخضعوا لفحص عن الاشعاعات. |
Eğer yanlış bir çip, yolcu uçakları ya da nükleer denizaltıların içine girerse... | Open Subtitles | إن كانت رقاقات تحت المستوى قد تصل إلى الخطوط الجوية التجارية أو واحدة من الغواصات النووية |
İşlemciler artık bilgisayar çipleri kullanıyorlar. Hile kapanını programlamanız gerekecek. | Open Subtitles | بعض المبرمجون يصنعون رقاقات ذكية ومن ثم تبرمج ثغرة خلفية |
İşe bakın ki, patlamaların birisi bu silikon çipleri yok etmiş. | Open Subtitles | من المفارقة، أنه نوع من الأنواع القليلة التي تدمر رقاقات السليكون |
çipleri eğitim alanına getirmek için tam üç dakikanız var... | Open Subtitles | لديكما 3 دقائق بالتحديد لتُعيدا رقاقات التوجيه إلى فناء التمرين... |
Elde etmesi çok zor olan çipler bunlar hükümetin geliştirdiği mikroçipler. | Open Subtitles | ليست رقاقات كمبيوتر فحسب إنها من الصعب إيجادها ، صممتها الحكومة بتقنية عالية |
Parasını ödediğim çipler lazım bana, hem de şimdi. | Open Subtitles | أريد رقاقات التوجيه التي دفعت ثمنها واريدها الآن |
Tabii artık yemek paketlerine RFID çipler koyuyorlar bu sayede sen gofretini yerken seni takip edebiliyorlar. | Open Subtitles | طبعاً، فهم يضعون رقاقات التجسس عبر الراديو في المواد الغذائية المغلّفة الآن، حتى يتمكنوا من تعقبكِ خلال أزمتكِ |
Bu derialtı bilgisayar çipi muhtemelen biyometrik. | Open Subtitles | هذه رقاقات حاسوبية تحت جلدية قد تكون مخصصة للإحصاء الحيوي |
Bir derialtı bilgisayar çipi bulduk adamın bileğinde ve senin bilgilerine ihtiyacım var. | Open Subtitles | وجدنا رقاقات حاسوبية تحت جلدية موجوده في أضلاع الرجل و أريدكِ أن تحددي مصدرها |
Yatağımın dibine cips bırakmıştım. | Open Subtitles | تركت كيس رقاقات البطاطس بالقرب من السرير |
Sen de onu patates cipsi ile beslemiştin. | Open Subtitles | أنت ناولته رقاقات بطاطس - رقاقات بطاطس - |
Lay's'in bu kadar lezzetli sıvı patates cipsleri yapabildiğini kim bilebilirdi? | Open Subtitles | من ذاك الكسول التي أخترع رقاقات البطاطس السائلة |
Onlardan da biraz fiş çıkar. | Open Subtitles | قد تبعثر عدة مغلفات من رقاقات اللعب |
Kar taneleri yapabilirsiniz. Bu iyi fikir. | Open Subtitles | يمكنك عمل رقاقات الثلج أيضاً هذه فكرة جيدة |
Bu silikon mikroçipleri gördüğüme bu kadar sevineceğimi düşünmemiştim. | Open Subtitles | شكراً لك. لم أكن أظنّ أبداً أنّي سأشعر بالرّاحة هكذا حين ألتقي مجدداً بمجموعة من رقاقات السيلكون. |
Gördüğünüz bütün bu kar, buz sarkıtları ve ren geyiklerinin sizi yanıltmasına izin vermeyin. | Open Subtitles | أترى كل هذه الثلوج هناك رقاقات الثلج، الرنة؟ لا تدع هذا المنظر يخدعك |