"رقبتها" - Translation from Arabic to Turkish

• boynunu
• boynunda
• Boynu
• boynundan
• Boynunun
• Boynundaki
• boğazını
• boğazına
• Boynuna
• boyun
• boğazından
• ensesinde
• boğazında
• ensesine

O zaman onun boynunu kırdığım zaman bir şeyler hissedersin.
إذاً من المحتمل أن تشعر بشئ عندما أعضها من رقبتها

boynunu ve göbeğini şişiren tatmin olmuş arzularını mı?
هل هو ذلك الغضب القانع الذي تضخّم في رقبتها ومعدتها؟

Ölüm nedeni olarak intihar yazılı. boynunda vampir ısırığından ses seda yok.
يقال أنّها انتحرت، ولم يرِد ذِكر آثار عضّ مصّاص الدماء على رقبتها.

Ya sen? Evet. Sanırım Boynu kibrit gibi kırılmıştır.
نعم ، أعتقد أن رقبتها قد تحطمت كعود الثقاب

Kötü cadının öldüğü ve güzel kolyenin boynundan koparıldığı günü hatırlamaya çalışmanı istiyorum.
أريدكِ أن تتذكّري ذلك اليوم الذي ماتت فيه الساحرة الشرّيرة و العقد الجميل الذي قُطِع من رقبتها

Sikindirik bir sağlık sigortası ve Boynunun arkasında büyüyen bir hastalık verdim ona.
سأعطيها مؤخرةً تطلب المساعدة الطبية ونمواً مضطرباً بالأمراض ينمو من جانبي رقبتها

Onu ilk bulduğumuzda Boynundaki bu azize sıkıca yapışmış duruyordu.
لقد كانت تمسك جيداً بهذا القديس حول رقبتها عندما التقطها

- boğazını sıkarsın ve atarsın!
ما الذي تعنيه؟ تمسكها من رقبتها وترميها خارجاً

Yanımızda 13 yaşında bir kız vardı. Denetçi. Kız boynunu kırmaz mı!
مع فتاة فى الثالثة عشرة و سقطت و كسرت رقبتها ؟

Onu bana doğru çevirdim, her tarafını öptüm boynunu, kusursuz memelerini...
لقد قلبتها ،وقبلتها في كل مكان رقبتها وصدرها المتكامل

[Dharma ]Onun küçük cılız boynunu,merhamet etmem için yalvarana kadar sıkıyormuş gibi hissediyorum.
أشعر كأنني أخنق رقبتها الضعيفه إلى أن تتوسل إلي بالرحمه

Devamlı elini tutuyor, boynunu öpüyor, karşısında el pençe divan duruyor.
إنه يمسك يديها دائما و يقبل رقبتها و يمشي معها ليل نهار

Dokuz yıl önce, kız kardeşim boynunda ve kolunda yumrular olduğunu fark etti ve kanser tanısı kondu.
قبل تسع سنوات، اكتشفت شقيقتي أورامًا في رقبتها وذراعها، وشخصّت بالسرطان.

boynunda mermi olan kadınla ilgili ne söyleyeceksin?
ماذا ستقول عن إمرأة تأتى وبها رصاصة في رقبتها ؟

Boynu kırıldıysa ortada kan olmaz, değil mi?
لن يكون هناك دماء لو أن رقبتها قد كسرت ، أليس كذلك ؟

Eğer öyleyse bunun icin Boynu kırılacak.
لتشتيتغرضناالمقدس. إذا كان الأمر كذلك ستُكسر رقبتها

Kız boynundan ısırıldı değil mi? - Evet.
الفتاة كيلي كان عندها عضة على رقبتها ، صحيح ؟

Boynunun arkasındaki delik dışında mı?
تعنين , ما عدا الثقب الذى في مؤخرة رقبتها ؟

Boynundaki o izleri ilk ne zaman fark ettiniz?
العلامات على رقبتها متى بدأت فى الظهور ؟

Şayet kızın boynunda zincir varken biri onun boğazını sıktıysa, bir şekilde bir iz bırakmalıydı.
إذا عصر شخص ما رقبتها و عليها سلسلة يجب أن تظهر بعض العلامات

Gri ve monoton hayatından değil, boğazına saplanmış olan keskin ve karanlık gölgeden kaçıyordu.
ليس من وجود ممل رمادي بل من ظل أسود حاد حفر حتى رقبتها

Köprücük kemiğinde iş izleri, Boynuna da bağlanmış bir tel bulduk.
ثمّة آثار أنياب على عظمة ترقوتها، وآثار خنق بسلك على رقبتها.

Baksana boyun kasları gevşemiş ve gözleriyle o delimsi şeyleri yapmıyor.
عضلات رقبتها مستريحه , ولم تقم بفعل الشئ المجنون بعيونها

kurbanı boğazından tuttu, ve yere yatmaya zorladı..
أمسك بالضحية من رقبتها وقامبتثبيتهاأرضاً..

"Annenin ensesinde bir ağız var ve sürtük şöyle çiğniyor." dediğinden beri.
تماما عندما قلت امك لديها فما على مؤخرة رقبتها وهي تمضغ هكذا

lKadını bulduğumda boğazında çorap vardı.
كان هناك جورب طويل حول رقبتها عندما وجدتها

Deneyler yüzünden. ensesine yerleştirilen çip yüzünden.
بسبب الإختبارات، بسبب الطبيين التجارب والزرع وضعا في رقبتها.